• 17 October 2019, Thursday 9:25
CelalDurgun

Celal Durgun

Ayıkla pirincin taşını

Allah'ım onları başarılı kılsın.
Ayaklarını taşa değdirmesin.
Şehit haberleri gelmesin.
Gittikleri gibi dönsünler.
Analar ağlamasın...
Ama Mehmetçik Suriye topraklarına “piknik” yapmak için girmedi.
PKK / YPG gibi terör örgütlerini sınır boyumuzdan uzaklaştırmaya gitti.
Çatışma mutlak.
Ölüm de olacak, yaralanma da.
Ordumuzun en az zayiatla görevi tamamlayacağına inanıyorum.

***

Geçmişte işlenen hatalardan ders almadan, geçmişte yapılan yanlışlar konuşulmadan doğrulara ulaşılmaz.
Kişi hata yaparsa onu bağlar, cezasını da kendisi çeker.
Fakat kişinin işlediği hata, milleti ilgilendiriyorsa durum değişir.
Kişilerin neden olduğu yanlış, millet'i zor duruma sokabilir.
İktidarın, Suriye konusunda yaptığı yanlış gibi.
ABD'nin kuyruğuna takıldı.
Can-ciğer Esat'la düşman oldu.
ABD'nin denetimindeki rejim karşıtlarına maddi-manevi her türlü desteği verdi.
PKK'nın Suriye'deki kolu YPG'lilerle, “Ilımlı İslam” temsilcileriyle görüşmelerde bulundu.
O kuruluşlar, Türkiye'de toplantılar düzenlediler.
YPG'li militanlar, Türkiye üzerinden Suriye'ye geçti.
Geçerken yediklerini, içtiklerini biz ödedik.
Kraldan çok daha, “kralcı” olduk.
Ağzımıza geleni söyledik.
Üç gün içinde Suriye'ye girecektik.
“Zalim Eset'i” devirecektik.
Emevi Camii'nde namaz kılacaktık.
Suriyelileri “demokrasi” ile buluşturacaktık.
Bölgeye düzen verecektik...

***

Kimin eli, kimin cebinde belli değil.
ABD, bölgeyi karıştırdı, Türkiye'yi “bela”ya bulaştırıp kaçtı.
Rusya ile anlaştı.
Putin, YPG'lileri Esat'la barıştırdı.
Suriye'nin kuzeyinde, Kürt Federe Devleti'nin kurulacağı konuşulmaya başlandı.
İran'ın sessizliği mide bulandırıyor.
30 km derinlik gerçekleşmeyebilir.
Hadi, çık işin içinden.
Ayıkla pirincin taşını.

***

Başımıza “bela” açtığınızın farkında mısınız?
İnadınız, çok bilmişliğiniz yüzünden ne hallere düştük.
Keşke söz dinleseydiniz, muhalefetin söylemini ciddiye alsaydınız.
ABD'nin, Irak'ta yaptığını, Suriye'de de yapacağını görseydiniz.
Sözde “Kürt Devleti”ni kuracağını fark etseydiniz.
ABD'nin zoru görünce kaçaçağını hesaplasaydınız...
Rusya'nın amacını sezebilseydiniz.
Keşke başınız göğe erse, ayaklarınız yerden kesilmeseydi.
Durum o kadar açık ve o kadar netti ki...
Görmemek için “kör”, duymamak için “sağır”, anlamamak için “deli” olmak gerekirdi.
Üstelik; Muhalefet partilerimiz uyarmış, yazarlarımız yazmış, çizerlerimiz çizmiş, düşünürlerimiz konuşmuş, “monşerlerimiz” doğru yolu göstermişlerdi.
“İçeride terörle uğraşıyoruz, dışarıdakilerle de uğraşmayalım”; “Komşumuzun içişlerine karışmayalım”; “Emperyalizm'e bulaşmayalım”; “Emperyal devletler alacağını aldıktan sonra çekip giderler, yalnız başımıza kalırız” demişlerdi.
“Yurtta barış, dünyada barış” çizgimizden ayrılmamayı öğütlemişlerdi. Irak, Libya, Mısır örneklerini vermişlerdi.
Dinlemediniz. Yine aldandınız. Yanlış hesap yaptınız. Amerika da, Rusya da sizi kandırdı.
Şu soruyu sormam gerekiyor: ABD, yazarları-çizerleri, düşünürleri, muhalefet partilerini kandıramıyor da, sizi nasıl kandırabiliyor?
Koskoca Cumhurbaşkanı, bakanlar, devlet görevlileri olup bitenleri görmeyebilir mi? ABD, sizin elinizi, kolunuzu mu bağlıyor? Aklınızı, başınızdan mı alıyor? Bilmediğimiz sırlarınızı mı biliyor? Tehdit mi ediyor?

***

ABD, PKK / YPG'lilere her türlü silahı gönderdi, her türlü aracı verdi, militanlarını eğitti.
Ruslar, PKK / YPG'ye göz kırptı. Siz, seyrettiniz. Hakkınızı yemiyelim arada, “olmuyor, dostluğa sığmıyor” lafını ettiniz.
“Stratejik ortaklığı bozarız” tehditinde de bulundunuz.
Bulundunuz da ne oldu?
ABD, bildiğini “okumayı” sürdürdü. Silah göndermeye, talim terbiye işine devam etti.
Irak'ta Saddam'ı devirmiş, Kürt devletini kurdurmuştu. Suriye'de de aynı oyuna başvurdu.
Türkiye'ye rağmen bildiğinden şaşmadı, yolunu değiştirmedi.
Peki neden? “Basiretsiz”liğinizden. Cahilliğinizden. Ufukların ötesini görme yetisinden yoksunluğunuzdan.
Günübirlik siyaset izlemenizden. Dalkavuk, fırıldak, yetersiz “danışman”larınızdan.
"Yurtta sulh, dünyada sulh” ilkesini kavrayamadığınızdan.
İnadınızdan. *** Hayır; “Nasıl kirlettiyseniz, öyle de temizleyin” demiyorum.
“Zararın neresinden dönülse kardır” diyorum. Devletimin, milletimin daha fazla kayıplara uğramasını istemiyorum.
Yanlışınızı gösterip, doğruyu bulmanıza yardımcı olmak istiyorum.
Elimden geleni yapmak zorundayım.
“Kol kırılır, yen içinde kalır” diyenlerdenim.
Çünkü ben yurtseverim, ben halkseverim. Ben milletseverim. Çünkü ben Atatürkçüyüm.
Günü gelince hesap da sorarım.
Ama o gün, bu gün değil.

***

Suriye bataklığından çıkmak mümkün.
Bunun için; Siyasete duygularla değil, akılla yön vereceksin.
ABD'nin bölgeyi karıştırma politikasından uzak duracaksın.
Rusya'nın amacını kavrayacaksın. Suriye'li isyancılara maddi ve manevi her türlü desteği keseceksin.
Suriye'nin meşru hükümetini tanıyacaksın.
Suriye'nin toprak bütünlüğünü sözde değil, özde savunacaksın.
Suriye devleti ile PKK / YPG yaklaşmasını mutlaka önleyeceksin.
Örneğin; Suriye devletine, PKK / YPG ve DEAŞ ile birlikte mücadele güvencesini vereceksin.
Bunun için resimdeki günlere dönmek, “Katil Eset” söylemini terk etmek gerek.
Bölgenin huzuru, Suriye'nin bütünlüğü, Türkiye'nin geleceği için tokalaşmak şart. “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.”


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık