• 16 December 2021, Thursday 9:29
CelalDurgun

Celal Durgun

ASGARİ ÜCRET

Nüfusumuzun neredeyse yüzde 50'si asgari ücretle çalışıyor.

Bu oran; Belçika'da binde 4, İspanya'da yüzde 1, Hollanda'da yüzde 3, İngiltere'de yüzde 5, Yunanistan'da yüzde 8, Fransa'da yüzde 8, Bulgaristan'da yüzde 8, Polonya'da yüzde 12, Romanya'da yüzde 16... (Rakamları yuvarladım.)

Asgari ücretliye en düşük ücreti veren ülkeyiz.

Herkesin gözü, kulağı Asgari Ücret Komisyonu'nun açıklayacağı rakamda.

İşveren 3.500 TL yeter diyor.

Türk-İş 4.000 TL'ye razı.

Disk 5.200 TL istiyor.

Cumhurbaşkanı, kesenin ağzını açacağına dair söz vermişti.

İktidarın sözcüleri de, emekçilere umut dağıttı.

Beklenti çok büyük; ama dağ fare doğuracak gibi...

Yine verilen sözler unutulacak, yine “koşullar”, “imkanlar” bahanesine sığınılacak...

Geçmişte olduğu gibi... durum hiç değişmiyor... (Keşke yanılsam, morarsam.)

 

***

Nedir asgari ücret?

İşverenin, işçiye ödemek zorunda olduğu en düşük ücrettir.

Yani, emeğiyle geçinen kişinin, temel ihtiyaçlarını karşılayacak, insanca yaşamasını sağlayacak en düşük ücrettir.

Hangi kıstaslara göre hesaplanır?

İşçinin ve ailesinin gıda, konut, giyim, sağlık, eğitim, ulaşım, ısınma, kültür ve diğer temel ihtiyaçlarını en alt düzeyde karşılayabilmesini amaçlar.

70 yaşıma geldim; emekçinin insanca bir yaşam hakkını elde ettiğini görmedim.

Bu gidişle de göremeyeceğim.

***

Anayasa; “asgari ücretin tespitinde, çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur” der.

Çalışanları geçim şartlarına bakalım:

Gıda, konut, giyim, sağlık, eğitim, ulaşım, ısınma, kültür....

Zamlandı mı? Zamlandı.

TL'nin satın alma gücü düştü mü?

Düştü.

Kültür'ü geçtim.

Emekçinin evine giren ekmek sayısı azaldı...

Emekçi ve ailesi etin tadını unuttu...

Eğitim, sağlık giderlerine yetişemez oldu...

İğneden ipliğe her şey zamlandı; kira yükseldi, ısınma, aydınlatma giderleri fırladı...

Kısaca; emekçinin yaşam koşulları berbat.

***

Ülkenin ekonomik durumunu gözönünde bulundurmaya gelince.

İşçiye verilecek ücret, ülkenin ekonomisini bozmaz.

Tersine, ticareti canlandırır, alış-verişi hızlandırır.

İşçi, kazandığını ülkesinde tüketir.

İşçi, kazandığını ülkesinde değerlendirir.

İşçi'nin ücreti yüksek olursa, ülkenin ekonomik durumu bozulmaz.

Esnaf kazanır, üretici kazanır, sanayici kazanır.

***

Yasa; “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” diyor.

Yasa emrediyor da, uygulama öyle olmuyor!

Türkiye'de adaletli bir ücret sistemi yok.

Türkiye'de aynı işi yapan, fakat farklı ücret alan çok emekçi var.

Kadın işçi, erkek işçi ayırımı var.

Merdiven altında ağır işlerde çalıştırılan çocuk işçiler var.

 

Sözün özü; benim umudum yok. On bin lira olsa ne yazar?

Üç ay sonra eriyecekse, param pul olacaksa...

Hastanelere hasta garantisi, otoyollara geçiş garantisi, havayollarına uçuş garantisi veren devlet, emekçiye geçim garantisi vermekte zorlanıyor.

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık