• 25 July 2019, Thursday 8:38
CelalDurgun

Celal Durgun

LOZAN VE SONRASI

Çetin görüşmelerin, ateşli tartışmaların yapıldığı Lozan'da, nihayet sona gelinmişti.

Türk Heyeti'nin Başkanı Dışişleri Bakanı İsmet İnönü, dayanılmaz baskıları göğüslemiş, emperyalist tehditlere direnmiş, Türkiye'nin tezlerini o devletlere kabul ettirmişti.

Kan dökerek, can vererek kazandığımız İstiklalimizi inatla savunmuş, ekonomik bağımsızlığımıza göz diken İngiltere'nin mali tahditlerini boşa çıkarmıştı.

Lozan'daki görüşmeleri düzenli olarak Hükümet Başkan'ı Rauf Orbay'a bildiren İsmet Paşa, Hükümet'ten yeterli desteği almadığı inancındaydı.

Hükümet, İsmet Paşa'nın sorularına geç yanıt veriyor, hatta İsmet Paşa'yı geri çekmeyi  planlıyordu.

Durumdan şikayetçi olan İsmet Paşa, şifreli yazışmaları Atatürk'e bildirmişti..

İsmet Paşa'nın Bakanlar Kurulu tarafından güç durumda bırakıldığını anlayan Atatürk, Lozan görüşmelerini Bakanlar Kurulu ile birlikte takip eder.

Delegelere verilecek talimatı bizzat not ettirir.

                                   ***

İsmet İnönü, o günlerde çok zor anlar geçirir.

Karşısında, üzerinde güneş batmayan imparatorluğun tecrübeli diplomatları, devlet adamları vardır.

İsmet Paşa'yı kolayca yola getireceklerine inanmaktadırlar.

Ekonomik durumumuzu dillendirirler.

Yokluğumuzdan, yoksulluğumuzdan söz ederler.

Kapitilasyonların devamını isterler.

İnönü, karşı çıkar, direnir ve direnir.

Sabahlara kadar çalışır, arkadaşlarına danışır.

Hükümetle görüşür, Atatürk'le konuşur.

Ve inatla ve sabırla ve bilinçle işi tatlıya bağlar.

Gel-gitlerden sonra, konferans Temmuz ortalarında sona erer.

İçerdeki saltanatçılar, gericiler, işbirlikçiler telaşlanır.

İsmet Paşa, anlaşmanın imzalanacağını Başbakan Rauf Bey'e bildirdiği halde ondan “evet” ya da “hayır” cevabını alamaz.

Birkaç gün bekler, ancak cevap gelmez.

Atatürk'e telgraf çeker.

Gazi, bu telgrafa:

“Hiç kimsede kararsızlık yoktur. Gösterdiğiniz başarıyı en ateşli ve samimi duygularımla tebrik için usulen imzalayacağınız anlaşmayı bekliyorum” diye yanıtlar.

İsmet Paşa sevinç içindedir.

Atatürk'ü şöyle yazar:

 “Her dar zamanımda hızır gibi yetişirsin. Dört beş gündür çektiğim azabı tasavvur et. Büyük işler yapmış, yaptırmış adamsın. Sana bağlılığım bir kat daha artmıştır.”

24 Temmuz 1923'te anlaşmayı imzalar.

                                   ***

Lozan Heyeti'nin Ankara'ya döneceği günler yaklaşmıştır.

Rauf Orbay, İsmet Paşa'yı karşılamak niyetinde değildir.

Atatürk'e başvurarak seçim bölgesine gitmek için izin ister.

Atatürk, ona, bir hükümet başkanı sıfatıyla İsmet Paşa'yı karşılamasının uygun olacağını hatırlatır.

Rauf Bey; “Kendime hakim değilim. Ben bunu yapmayacağım. Seyahatime lütfen izin veriniz.”

Gazi'nin canı sıkılmıştır:

“Başbakanlıktan istifa etmek şartıyla gidebilirsiniz.”

Bu konuşma üzerine Rauf Bey başbakanlıktan istifa eder.

                                   ***

İsmet Paşa Lozan'dan döneli iki gün olmuştu.

Atatürk kendisini, Çankaya'daki (eski) köşküne, akşam yemeğine davet eder.

Bu çok özel bir yemektir.

İsmet Paşa, Dr. Rıza Nur Bey, Fethi Bey (Okyar), Salih Bey (Bozok) eşleri ile Kılıç Ali yalnız katılır. Atatürk'ün eşi Latife Hanım da yemektedir.

Sofra, eski köşkün havuzlu holünde kurulmuştur.

Holün bir kenarında da Ankara'nın ünlü alaturka çalgıcılarından Kemani Aleksi ile bir udi arkadaşı çalgı çalmaktadır.

Atatürk, Lozan sözleşmesini başarıyla sona erdiren İnönü ve arkadaşlarını tebrik eder.

İsmet Paşa, doludur.

Lozan'da yaşadığı acı dolu günleri anımsar.

Hükümetin müzakere süresince kendisini desteklemediğinden şikayet eder...

Rauf Orbay'a yüklenir:

“Yaptığım işler hakkında kendisine bilgi veriyor, buna karşılık hükümetin bakış açısını anlamak istiyordum. Fakat o ... yazdıklarıma cevap vermeyerek beni çok büyük azap ve ıstırap içinde bıraktı” der ve Atatürk'e bakarak, yüksek sesle:

“Güçlükleri çözücüsün. Burada da beni sen kurtardın. Yüksek emirlerinle imdadıma yetişmeseydin Lozan'dan tabutum gelecekti, tabutum.”

Sofradakiler susmuştur.

Fethi Bey; “Eleştirdiğin kükümetin içinde ben de varım” itirazında bulunur.

İsmet Paşa daha da sinirlenir.

“Öyleyse sen de...”

İki taraf ayağa kalkar...

Sofrada bulunan hanımlar bayılacak duruma gelmiştir.

Kılıç Ali ve Salih Bozok araya girer.

 Sofranın tadı kaçmıştır.

Canı çok sıkılan Gazi, hemen yemeği emreder.

Yemek biter bitmez herkes tatsız bir şekilde ayrılır.

Gazi, yemek boyunca hiç konuşmaz.

Yaşananlardan memnun olmadığı her halinden bellidir.

                                   ***

İsmet Paşa, vefasızlığa isyan etmiştir.

Hükümet'in duyarsızlığına, Lozan'da yalnız bırakılmasına kızmıştır.

Rauf Orbay'ın kendisinden kaçmasına içerlemiştir.

Tebrik beklerken, köstek olanların sözlerine üzülmüştür.

                                   ***

Türkiye'nin tapusu Lozan'da imzalanmıştır.

Lozan'ın baş mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, baş müzakerecei İsmet İnönü ve Heyetine şükranlarımı sunuyorum.

Aziz hatıraları önünde hürmetle eğiliyorum.

Lozan'ı küçümseyen, Lozan'ın kazanımlarına dudak büken aymazlara sesleniyorum:

Sen 18 adadan haber ver...

Yargıdan kaçırdığın yabancı gazetecilerden söz et...

Yabancılara sattığın KİT'leri anlat, özelleştirdiğin fabrikaları say...

Tarım nerede, sanayi nerede, ticaret nerede, biz ne haldeyiz, onu yanıtla.

Borçtan haber ver...

 

 

 KAYNAK : Atatürk'ün Sırdaşı Kılıç Ali'nin Anıları.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık