Celal Durgun

“Akıl” vermek ne haddime, gerçeği saptamak için yazıyorum.

Sayın Muharrem İnce, yanlış yerde duruyor ve inatçı tutumunu sürdürüyor.

“Bir bölen” yolunda ilerliyor.

Hem ülkenin geleceğin heba ediyor, hem kendi geleceğini yakıyor.

Bu kadar “kör” (siyasi anlamda) olamaz.

Kamuoyu yoklamalarına, anket sonuçlarına itibar etmiyor!

Halkın yarıştan “çık” çağırısına kulak vermiyor.

Matematikte, “+” çoğalma, “-“ azalma işaretidir.

Artıya katılırsan çoğalırsın, eksiye katılırsan azalırsın.

Kamuoyu yoklamaları, anket çalışmaları ve moral üstünlüğü gösteriyor ki, Kılıçdaroğlu önde.

İnce, en fazla %5’lerde.

Hesap ortada.

1. birinci turda da, ikinci turda da İnce’den yana değil; seçilme şansın sıfır.

İnce gibi “kurt” siyasetçinin bu gerçeği görmemesi mümkün değil.

Bile bile” lades” diyor, “cehenneme giden yolun taşlarını döşüyor,” Millet İttifakı’nın önünü açıyor.

Yarıştan çekildiğini açıklasa, Kılıçdaroğlu ilk turda seçilecek. Aksi halde, seçim ikinci tura kalacak.

Kılıçdaroğlu, yine kazanacak, ancak Sayın İnce “siyasi saygınlığını” yitirecek.

Hele seçimi Millet İttifakı alırsa; Sayın İnce tası, tarağı toplamak, parti tabelasını indirmek, gözden ırak, gönülden uzak yerlere gitmek zorunda kalır.

“Bir Bölen” damgasını ölünceye kadar üzerinde taşır.

Varlık, yokluk seçiminden, aydınlık, karanlık yarışından söz ediyorum.

Tünelden önceki son benzinliği de kaçırırsak vay halimize!

Olmayan; söz, yazı, ifade özgürlüğü toptan rafa kalkar, kapılar bir daha açılmamak üzere, üzerimize kapanır.

Günyüzü görmeyiz, nefes alamayız… Altta kalanın canı çıkacak…

Hak-Hukuk-Adalet tamamen bitecek… “Kadını adı yok” sözü gerçekleşecek…

Laik devletten eser kalmayacak… Çağdaş yaşam bitecek…

Cemaatler, tarikatlar ülkesi olacağız…

Listeyi uzatmayacağım.

Bu ne karamsarlık be hocam? Bizim elimiz armut mu toplayacak?

Sorularını soranlara; Tabii ki yılmayacağız, tabii ki korkmayacağız…

İyi de!

Kazanacağımız seçimi neden yitirelim? Neden korkulu rüyalar görelim?

Geçmişi hatırlasak, hatalarımızla yüzleşsek…

“Ben” değil, “biz” desek ne olur?

Bu kaçıncı kayıp? Bu kaçıncı yarış? Bu kaçıncı aymazlık.

Bu ayrışma neden? Bu akılsızlık niye? Bu kin kime?

Aklın yolu birse; söz konusu vatansa milletse; aydınlıksa, çağdaşlıksa, özgürlükse, adaletse, eşitlikse; ekmekse, suysa, havaysa, işse, aşsa… gerisi neden teferruat olmasın.

Halkı hop oturtup, hop kaldırmak, matematik hesaplarının dışına çıkmak, siyasi körlükte inat etmek; gaflettir, dalalettir, hatta hıyanettir.

Sözün Özü;

Sayın İnce, kişisel hırsını, egosunu, kırgınlığını ülkesinin ve milletinin önüne koyamaz, koymamalıdır. Yüreğine taş basıp, Kılıçdaroğlu lehine yarıştan çekilmelidir. Aksi halde, seçimi kaybettiren ve “bir bölen” olarak anılacak, siyasi “mevta” olacaktır.