• 26 August 2023, Saturday 14:24
CelalDurgun

Celal Durgun

EY HALKIM…

Hiç gücenme, darılma, küsme, kızma…

Bu yazı sana sitemimimdir.

Sen sevgili emeklim, sen saygın memurum, sen çalışkan emekçim, sen üretken köylüm, sen esnaf kardeşim…

Kadınlar, erkekler, gençler yaşlılar…

Çalışanlar çalışmayanlar, okuyanlar okumayanlar…

Sandığa gidenler, gitmeyenler…

Gözün var görmüyorsun!

Kulağın var duymuyorsun!

Aklın var yorumlamıyorsun!

Vicdanın var danışmıyorsun!

Oysa her şey o kadar açık, o kadar net ki, görmemek, duymamak, anlamamak için akıldan zorun olması gerekiyor.

Haksızlığın daniskasının, hukuksuzluğun şaşırtıcısının, adaletsizliğin en ağırının yaşandığı ülkede yaşamıyor gibisin.

Sanki her şey güllük gülistanlık.

Haksızlık yok, hukuksuzluk yok; adalet tıkırında!

Vergi adaleti düzgün, paylaşım adil, herkesin işi, herkesin aşı var…

Ne yana dönsen eşitlik, kardeşlik, özgürlük, demokrasi!

Siyaset pirüpak…

Ekonomi tıkırında…

Para çok, aylık yerinde…

Çarşı dolu, Pazar dolu…

Marketler açık…

Et istediğin kadar, kıyması, pirzolası…

Üç tarafımız deniz, balık bol, fiyatı düşük, tavasını pişir, ızgarasını; ister imanlı, ister imansız gönder gitsin.

Peynir dersen kilo kilo; yağlısı, yağsızı; ister Ezine, ister Bergama…

Manava git, elma, armut, kayısı, kavun, karpuz, kiraz sudan ucuz; fasulye, börülce, bamya taze taze…

Yediğin önünde, yemediğin ardında.

Tatile de çıkıyorsun, tura da katılıyorsun…

Haftada bir ailece restoranda yiyip içiyorsun.

Toruna harçlık verirken düşünmüyorsun…

Dostlarla buluşuyor, arkadaşlarınla konuşuyor çay, kahve içiyor, içiriyorsun.

Keder yok, tasa yok!

Hastane bedava, ilaç bedava, ulaşım bedava…

Şairin yazdığı gibi, “bedava yaşıyorsun…”

                        ***

Ey halkım!

Eğri oturacaksan otur, ama doğru konuşalım.

Yukarıda yazdıklarımı hak ediyor musun, etmiyor musun?

Türkiye’nin kaynakları doğru işletilse, doğru yönetilse, doğru paylaşılsa yazdıklarım gerçekleşir mi, gerçekleşmez mi?

Bir elin yağda bir elin balda olur mu, olmaz mı?

Mutlu olur musun, olmaz mısın?

Elini vicdanının üstüne koy, aklını kullan.

20 yıllık iktidarın ileri sürdüğü mazeretler doğru değil.

İş bilmezliği, ileriyi görmemezliği, inat gibi becerisizlikleri bizi perişan, ülkemizi yalnız bıraktı.

Ekonomi bozuk, maaşlar düşük, yaşam pahalı.

Asgari ücrete mahkûm edildik. Ayın sonu uzadıkça uzuyor…

Eşitsizlik, vefasızlık, gelir dağılımındaki adaletsizlik, haksızlık diz boyu.

Özveri senin, benim sırtıma bindirilmiş…

Üç yerden, beş yerden maaş alanlar utanmadan görevlerini sürdürüyor…

Belli çevrelere vergi affı, bize çifte vergi!

Onlara uçaklar, korumalar, son model arabalar, bize tasarruf genelgeleri…

Kendilerine @ memura % zam, çalışana seyyanen zam, emekliye yok!

Yemeğe, içmeye, temizlik maddesine, ulaşıma, elektriğe, gaza, beze, benzine, ilaca zam üstüne zam maaşa gelince olanaklar, kısıtlı imkânlar bahanesi!

Önümüzdeki ay, önümüzdeki kış, önümüzdeki bahar her şey düzelecek, bolluk, bereket gelecek, sıkıntılar sonlanacak.

Sık dişini! Hep aynı terane, aynı söylem, “cek,” “cak.”

Eziyeti, ezayı, sıkıntıyı, açlığı, yoksulluğu yaşayan sen; sana nasihat çekenlerin, sana umut dağıtanların keyfi yerinde. Onların geçim derdi, gelecek kaygısı yok.

Ya sen ne haldesin?

Ya biz emekliler, emekçiler, köylüler, dar gelirliler, asgari ücretin altına çalışan garibanlar, sahipsizler, çöp toplayanlar, bayat ekmek kuyruğuna girenler…

Biz ne haldeyiz?

Açsak, yoksulsak, çarşıya, pazara çıkamıyorsak, gelirimiz açlık sınırının altına düşmüşse, ey halkım bil ki:

İktidar kadar sen de sorumlusun.

Sesini yükseltmiyorsun, demokratik tepkini göstermiyorsun.

Sesini çıkaranı sahiplenmiyorsun.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık