• 04 August 2016, Thursday 19:24
CelalDurgun

Celal Durgun

Dindar ile Dinci

‘sözün özü’ - Celal DURGUN / [email protected]

 

Aralarındaki fark dağlar kadar büyüktür.

Dindar insandır, dinci “iblis”.

Dindar gündür, güneştir; dinci gecedir, karanlıktır.

Dindar edeplidir, hayâlıdır, yol yordam bilir; dinci “şirrettir”.  

Dindar sevgi doludur, saygı doludur.

Hak yemez, kin tutmaz, gönül adamıdır.

Gösterişten, şaşadan, yalandan, dolandan uzak durur.

Sade yaşar.

İyiye, güzele, doğruya ulaşmak için çabalar,

yalandan, dolandan uzak durur.

Tanrıya karşı görevini yerine getirir.

Peygamberine inanır.

Kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapmaz.

Haktan, hukuktan, adaletten ayrılmaz.

Aklını kullanır.

Geçmişte yaşamaz.

Pozitif bilimlerin insanlığın önünü açtığına inanır.

İyiliğin de kötülüğün de insandan kaynaklandığını bilir.

Vicdanının sesine kulak verir.

Tanrısı ile kendisi arasına kimseyi almaz.

Orucunu tutar, tutmayanı kınamaz.

Namazını kılar, kılmayana düşman olmaz.

Hacca gider, gitmeyeni kınamaz.

Kadına ikinci sınıf muamelesi yapmaz.

İnançlara saygılıdır.

Atatürk’ü sever ve sayar. Devrimlerine sahip çıkar.

***               ***               ***

Dinci; özgürlüğe düşmandır.

Düşünmene karışır, giyinmene karışır, yemene-içmene karışır; dinine, imanına karışır.

Akıl yürütmeye, mantıklı düşünmeye yasak koyar.

Yeniliğe tahammül etmez.

Yozdur, yobazdır, cahildir, çıkarcıdır.

İşi yalan, gücü yalan, sözü yalandır.

Saplantıları vardır, körü körüne inanır;

aklını, mantığını mensubu olduğu tarikata teslim etmiştir.

Çağdaş yaşama saldırır; yedinci yüzyılın ilkelliğini savunur.

Kafa keser, kol kırar, göz çıkarır.

Kara sakallıdır, kara cüppelidir, kara düşüncelidir.

İçi kirli, dışı kirlidir. Üretmez, tüketir.

Sormaz, soruşturmaz, eleştirmez “itaat” eder.

Allah’la korkutur; fetva çıkarır, yasaklar koyar.

Şeriat ister. Dört kadın ister; uçkuru gevşektir.

Dini sömürür; her “haltı” işler.

Aslı astarı olmayan boş inançlara sarılır, kara düşünce yayar.

Taassubun ötesinde zifiri karanlığı savunur.

Tek doğru onun söylediğidir.

Tek gerçek onun inandığıdır.

Kadın “maldır”, “cariyedir.”

Halk tebaadır. Demokrasi araçtır.

Sandık; oy avcılığı için alavere dalaveredir.

Halifeci ve padişahçıdır.

Atatürk’ü sevmez ve saymaz.

Dinsiz, imansız olduğuna inanır.

Devrimlerini “gâvur” zorlaması kabul eder.

***               ***               ***

Mustafa Abdülhalik Renda, Atatürk’ün Maliye Bakanıdır. Bir akşam Bakanla bir konuda görüşülmesi gerekmektedir.

Atatürk, “Mustafa Bey oruçludur. Şimdi rahatsız etmeyelim”

der ve görüşmeyi erteler.

Rıfat Börekci hoca, Atatürk’ün çok sevdiği bir din adamıdır.

Atatürk, dindara değil, dinciye; inanana değil,

inanç sömürücüsüne karşı olmuştur.

Gerçek Müslüman bilginleri; zaman değiştikçe emirlerin,

buyrukların, yasaların değişmesi gerektiğini söylemiyorlar mı?


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık