Celal Durgun

Futbol ve siyaseti birbirine benzetirim.

Futbol' da, gol atmak, siyasette oy almak esastır.

Futbol, ayakla oynanır, siyaset, ayak oyunlarıyla kazanılır.

İkisinde de esas olan kazanmaktır.

Kazan da nasıl kazanırsan kazan, hiç önemli değil.

Kural, kaide, edep, haya, etik değerler gaileye alınmaz.

Oyuncu mutlak gole giden topu eliyle tutuyor, “elime çarptı” diyor.

Hakemle tartışıyor.

Rakip oyuncuya topu kaptıran oyuncu, kendini yere atıp bacağını, kolunu gösterip, ahla vahla kıvrım kıvrım kıvranıyor...

“Adam sakat kaldı”” diyorsun, acıyorsun.

Bir dakika sonra tazı gibi koşuyor.

Hakemi kandırdığını görüyorsun, müdahale edemiyorsun.

Maç'ı hak eden değil, “kurnaz” olan kazanıyor...

Sanki, futbolda tekme atmak normal, düşürmek normal, hakemi yanıltmak normal...

Hile, yalan, dolan, aldatma... normal.

Kaide, kural var, takan yok!

Kazanmak için her yol mübah...

Cami'de değil, sahadayız, sahada.

***

Siyasetin ayak oyunlarına gelince:

Futboldaki hakemi kandıran oyuncular gibi, siyasetçiler de (hepsi demeyelim) futboldaki oyuncular gibi halkı aldatıyor:

Yemin ediyor, “namus”, “vicdan”, “ahlak” diyor... iyilikten, güzellikten, doğruluktan, erdemlikten ayrılmayacağına dair söz veriyor.

Fakirliği, fukaralığı, yokluğu, cahilliği, iyi niyeti kullanıyor...

Din-iman, Allah-Kur'an diyor...

Herkese iş, herkese aş vaat ediyor.

Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, demokrasi temennisinde bulunuyor.

Bolluk, bereket getireceğini dillendiriyor.

Olmayanı olduracağını, yapılmayanı yapacağını tekrarlıyor.

Doğrunun yanında duracağını, haklıyı savunacağını, adaletli olacağını ilan ediyor.

Yüze gülüyor, gönül'e giriyor...

Allıyor, pulluyor, oyu topluyor.

Sonra...

O güzel sözler, edilen yeminler, verilen sözler unutuluyor.

Onur gidiyor, namus gidiyor, erdem gidiyor, vicdan kararıyor...

Hilebaz siyasetçi bildiğini okumaya devam ediyor.

AK'ı kara, karayı ak gösteriyor.

Sen de inanıyorsun.

Olan sana, bana, memlekete oluyor.

Madem hakemsin, gereğini yapacaksın.

Takım tutar gibi, parti tutmayacaksın.

Yalancıyı, talancıyı, vurguncuyu tanıyacaksın

Kanmayacaksın, aldanmayacaksın...

Maçta kendini yere atan, sonra faul bekleyen “kurnaz” oyucu gibi, seni kandıran siyaset oyuncularına “aman” vermeyeceksin.