• 07 April 2022, Thursday 9:04
CelalDurgun

Celal Durgun

KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR

Prof. Mahmut Esat Bozkurt, anlatıyor:

“Bir gece beraber oturuyorduk.

Yanımızda Siirt milletvekili Mahmut Soydan, şimdiki Macaristan elçimiz Ruşen Eşref Onaydın, bir de Soysallı vardı.

Atatürk, ertesi günü Büyük Millet Meclisi'nde okuyacağı söylevi hazırlıyordu.

Mahmut'la Ruşen Eşref not tutuyorlardı.

Atatürk ara sıra bana da, 'Ne dersin?' diye soruyordu.

Ben ne diyebilirim? Hiç...

Sonra Atatürk bana döndü ve dedi ki:

'Bu memleketin efendisi kimdir?'

Düşündüm.

Karşılığı o verdi:

'Türk köylüsüdür,' dedi.

Ve devam etti:

'Türk köylüsü "Efendi" yerine getirilmedikçe memleket ve millet yükselmez!... “

***

Yıl 1923; Atatürk, köylümüzü üretici kılmak, memleketimizi kalkındırmak için demeçler veriyor, tarımın önemini vurguluyordu:

“Ulusal ekonominin temeli ziraattır. Gerçek zafer, yalnız kılıçla yapılan değil, sapanla yapılandır. Kılıç ve sapan, bu iki fatihten birincisi ikincisine daima yenildi...” diyordu.

***

Atatürk, Türk köylüsünü “efendi” yapmak için ekonomik devrimleri hayata geçirdi.

Örneğin aşarı kaldırarak köylünün üzerindeki mali baskıyı kaldırdı.

Örnek çiftlikler kurarak köylümüzü ekmeye, biçmeye, üretmeye özendirdi.

İhtiyaç sahibi çiftçilere T.C. Ziraat Bankası aracılığıyla düşük faizli kredi verilmesini sağladı.

Bilinçli bir köylü kitlesi yaratmak için halk evleri, köy odaları gibi kuruşları kurdurup, buralarda sohbet toplantıları düzenledi.

Tohum Islah İstasyonlarını kurdurdu.

Hangi tohum, hangi toprakta daha kaliteli, daha çok ürün verir konularında araştırmalar başlattı.

Sulama kanalları yaptırdı.

Tarımda makineleşmeyi sağladı.

Tarımda, besicilikte planlı ve programlı kalkınmaya önem verdi.

Veterinerlik, Orman Teşkilatı gibi kuruluşlara düzen verdi.

Hayvan sağlığı ve Zabıta yasasını yürürlüğe koydu.

Devletin yönettiği fidanlıklar kurdu. Burada yetiştirilen fidan ve tohumları köylüye bedava dağıttı.

 

Şeker fabrikalarını kurdu; köylünün şeker pancarı aldı ve işledi.

Mensucat fabrikalarını kurdu; köylünün pamuğunu aldı ve işledi.

Tekel fabrikalarını kurdu; köylünün tütününü, üzümünü aldı ve işledi.

Toprak Mahsulleri Ofisini kurdu; köylünün buğdayını satın aldı.

Kooperatifleşmeyi kolaylaştırdı.... Tarım ve Kredi Kooperatifleri, Devlet Meteoroloji İşleri Müdürlüğü , Yüksek Ziraat Enstitüsü ve Veterinerlik Fakültesini kurdu.

Ziraatın değişik kollarında eğitim görmek üzere Almanya ve Macaristan'a öğrenciler gönderdi.

Ve daha neleri, neleri gerçekleştirdi.

***

Hani “nerden nereye” diyenler var ya... onlara sormalı.

Konya, tahıl ambarımızdı.

Edirne, Samsun, Balıkesir, Çanakkale, Çorum pirinç tarlasıydı.

Samsun, Amasya, Tokat, Adıyaman, Batman, Bakırçay ovası...tütün diyarıydı.

Trakya, Güney Marmara, Adapazarı ovası şekerpancarı doluydu.

Büyük Menderes, Gediz, Iğdır, Malatya, Çukurova, Gaziantep... pamuk tarlasıydı.

Ege bölgemizi, Edremit-Ayvalık yöremizi zeytin ağaçları süslüyordu.

Köylü ekiyor, biçiyor, sürüyor, ekin kaldırıyor, ürün topluyor; oğlunu-kızını evlendiriyor, geçimini sağlıyordu.

Ya şimdi?

Bugün, “ekin, ekin, dağı, taşı ekin...” diyorsunuz!

Çiftçi dostu kuruluşları kapattınız.

Köylü dostu bankaları amacından saptırdınız!

Şeker fabrikalarını, tekel fabrikalarını, Mensucat fabrikalarını sattınız!

Tohum Islah Kuruluşlarını dağıttınız!

Çiftçiyi yalnız bıraktınız!

Şeker dışarıdan, tekel ürünleri dışarıdan, pamuk dışarıdan...

Buğday dışarıdan, yağ dışarıdan, et dışarıdan, ot dışarıdan...

Paramız “pul” olmuş.

Tohum pahalı, gübre pahalı, mazot pahalı, enerji pahalı...

Köylü perişan.

Atatürk “efendi” yapmak için çırpındı, siz “maraba” yaptınız.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık