Celal Durgun

“Siyasal İslamcı”ların sahiplendiği kişilere bakın!

1-Milli Mücadele'nin karşısında duranlar.

2-Atatürk'e ve devrimlerine saldıranlar.

Son günlerde İskilipli Atıf Hoca'ya övgüler yağdırdılar!

Laik cumhuriyetin, Atıf Hoca'ya özür borcu olduğunu dillendirdiler!

“Muteber kişi ilan edilmesini” istediler.

                                    ***

Peki, bu İskilipli Atıf Hoca kimdir, ne yapmıştır?

Neyiyle övünelim? Niçin “iade-yi itibarda” bulunalım?

Azılı bir Atatürk düşmanı olduğı için mi?

Milli Kurtuluş Savaşı'nı onaylamadığı için mi?

İşbirlikçilerin “şahı”olduğu için mi?

Devrim karşıtı olduğu için mi?

Halk düşmanı olduğu için mi?

Din tüccarı olduğu için mi?

Kara cahil olduğu için mi?

Memleket kaçkını olduğu için mi?

“Teali İslam Cemiyeti”nin (İslam Yüceltme Cemiyeti) Başkanı olduğu için mi?

“İngiliz Sevenler Derneği”nin hayranı olduğu için mi?

Rahip Frew'in dostu olduğu için mi?

Gavur İmam, Anzavur ayaklanmasını alkışladığı için mi?

Padişah'ın, Sadrazam'ın, Şeyhülislam'ın yalakası olduğu için mi?

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; “adi eşkiya”, “cani”, “kudurmuş haydutlar” dediği için mi?

“Allah'tan korkmayan mahluklar” olarak yaftaladığı için mi?

“Vücutlarını dünyadan kaldırmanın farz olduğunu” buyurduğu için mi?

Yunan uçağı ile, kahramanlarımızı aşağılayan bildirileri Anadolu'ya attığı için mi?

Niçin?

                                    ***

Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'da, Sivas'ta, Erzurum'da, Ankara'da vatanı ve milleti kurtarmak için görüşmelerde bulunurken, İskilipli Atıf Hoca'nın başkanlığını yaptığı “Teali İslam Cemiyeti” milleti, Atatürk'e karşı ayaklanmaya, emirlerini dinlememeye davet ediyordu.

 

“….Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuva-yı Milliye maskaraları... zavallı erlerimizi ve ahalimizi boşu boşuna kırdırmak yöntemini takip ediyorlar….

Savaşta mağlup olduktan sonra uslu oturmak ve mağlubiyetin sonuçlarına katlanarak telafisini sabır ve sükûn ve akıl ve tedbir dairesinde gidermekten başka çare var mıdır?….

...Ey yalancı ve alçak şakiler! Kendi milletimize karşı yabancı milletlerden hiçbirinin yapmadığı eşkıyalık ve kötülükleri yapıp dururken milleti, memleket eşrafını, medrese hocalarını asıp keserek, mallarını yağma ederken kendinize ne hakla, ne yüzle, ne utanmazlıkla Kuva-yı Milliye adını veriyorsunuz?

Utanmaz hainler, artık yetişir, yakamızı bırakın…. Vaktimiz pek daraldı ve bu asilerin, serkeşlerin, eşkıyalıklarından, cinayetlerinden halk bunaldı kaldı….

Allah’ın emri ve halifenin fermanına uyarak bu canileri, bu katil canavarları yok etmeye daha fazla görevli ve yükümlüsünüz. Şu alçaklar ve arkadaşları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor; bunların vücutlarını tamamen dünyadan kaldırmak, insanlık için, Müslümanlık için bir farz olmuştur….
Askerler! Bu kadar uyuduğunuz artık yeter, bu zalimlere alet olduğunuz artık yetişir! Padişahımız halifemiz efendimiz hazretlerinin merhamet ve şefkat kucağı size açılmıştır. Hepiniz koşunuz, geliniz dünya ve ahiret saadetini hazırlayınız; işte size ihtar ediyoruz, Allah’ını, peygamberini ve padişahını seven bu tarafa gelsin!”

                                    ***

“Siyasal islamcı”ların göklere çıkardığı İskilpli Atıf Hoca işte bu:

İskilipli Atıf Hoca, Milli Mücadele'nin başarıya ulaşmasından sonra da, Atatürk'e ve laik cumhuriyete düşmanlığını sürdürdü.

“Frenk Mukallitliği ve Şapka” (Batı Taklitçiliği ve Şapka) adlı kitabında, “şapkanın Müslümanları dinden çıkardığını”, ileri sürdü.

Kitabı yasaklandı, ancak elden ele gizli dağıtımına devam etti.

“Şapkayı sebep göstererek isyan çıkarmak ve dini politikaya alet etmek suçundan yargılandı ve idam cezası aldı.”

Durum bundan ibarettir.

“Milli Mücadele karşıtı bir gericinin bu derece övülmesi, alkışlanması sağlıklı bir tavır değildir. Toplumsal olaylar ve gerçekler de tersyüz edilemez.” (Alev Coşkun)