Celal Durgun

‘sözün özü’ / Celal DURGUN / [email protected]

Bu bakış, seni hep takip edecek.

Bu gülüş, seni hep ezecek.

Nereye gitsen, nereye kaçsan Ali İsmail’i göreceksin.

Tarih de seni affetmeyecek, Allah da seni bağışlamayacak.

Tir tir titreyeceksin.

Cehennem ateşinde yanacak, karabasanlarla uyanacaksın.

Gece-gündüz, sabah-akşam inim inim inleyeceksin.

Vicdan mahkemesi seni hep yargılayacak.

Biliyor musun, aslında ölen sensin.

Adın nefretle anılacak, bedeninden utanacaksın.

Katilsin, canisin, canavarsın.

 

***               ***               ***

 

Daha 19 yaşındaydı.

Azrail’in bile yoklama yapmaya utandığı çağı yaşıyordu.

Ölüm, O’nun çok uzağındaydı.

Okuyordu, soruyordu, düşünüyordu.

Gelecek güzel günlere inanmıştı.

Duyarlı, sorumlu, aydın bir gençti.

Ağaca, çiçeğe, sokağına, caddesine âşıktı.

İstanbul’da başlayıp Türkiye’yi ayağa kaldıran ve tüm dünyada hayranlık uyandıran, ‘Gezi Direnişi’ne destek vermişti.

Eskişehir’deki gösteriye katılmıştı.

Polisin gazından, copundan, suyundan kaçarken, ara sokakta eli sopalı kişilerin “hışmına” uğradı.

Öldürülesiye dövüldü.

Kafasına, yüzüne, sırtına onlarca sopa defalarca indi.

Tekmeler havada uçtu, yumruklar olanca hıncıyla suratına indi.

Küfürün bini bir paraydı.

Ali bağırdı, yalvardı; onların kulağı sağır, gözü kör, yüreği karaydı.

Duyan olmadı, yardımına koşan da çıkmadı.

Eli kara, kalbi kara, vicdanı kara “adamlar” vurdukça keyiflendiler.

“Stres attıklarını” söylediler.

Kesilesi dillerinden utanmadılar.

Aydınlığa, uygarlığa, demokrasiye, özgürlüğe vurdular.

Devletin valisi, “arkadaşları öldürdü” dedi.

Kamera kayıtları silindi, deliller karartıldı.

Gerçeği arayanlar yılmadılar, korkmadılar, kamera kayıtlarına ulaştılar.

 

***               ***               ***

 

Allah da kul da biliyor ki, Ali’nin “günahı” yoktu.

Resimlerdeki Ali’ye bakın; Gözü can can bakıyor.

Duruşu insan kokuyor.

Gelecekmiş gibi bakıyor.

 

***               ***               ***

 

Ne diyeyim?

Sana vuranların; eli kırılsın, boyu devrilsin.

Yüzü gülmesin.