• 19 May 2016, Thursday 19:40
CelalDurgun

Celal Durgun

19 Mayıs – Kağnının Zaferi

‘sözün özü’ / Celal DURGUN / [email protected]

Sevr imzalanmış. Ordu dağıtılmış.

Padişah ve çevresi teslim bayrağını çekmiş.

Osmanlı İmparatorluğu “hasta adam” ilan edilmiş.

Düşman donanması İstanbul Boğazına sıralanmış.

Emperyalizmin iştahı kabarmış.

İngiliz’i, Fransız’ı, İtalyan’ı kol kola girmiş.

Orası “benim”, burası “senin”, şurası da “sana” ait.

Babalarının malını paylaşır gibi Anadolu’yu paylaşmışlar.

Sesini çıkaran yok, karşı koyan yok.

Konuşan içeri tıkılıyor, yazan susturuluyor, direnen katlediliyor.

Ümit tükenmiş, halk perişan; “hava kurşun gibi ağır”, hava kirli.

Anadolu kan ağlıyor, gören duyan yok.

İnsanımız ser-sefil, ekonomi tam-takır.

Emperyalizmin askerleri oksijenimizi tüketmiş.

Emperyalizmin ağzı kulaklarında; bu kadarını onlar da beklemiyor.

Kolay lokma olmuştuk.

***               ***               ***

Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş.

Mustafa Kemal Hızır gibi yetişti.

Sesimiz oldu gürledi, azmimiz oldu direndi.

Küflenmiş yüreğimizi temizledi.

“Geldikleri gibi gidecekler” muştuladı.

Samsun’da, güneş oldu parladı.

Amasya’da,“tamimini” yayınladı.

Erzurum’da, padişaha meydan okudu.

Sivas’ta birlik ve beraberliğe vurgu yaptı.

Ankara’da milletini birleştirdi.

Afyon’da aslan olup kükredi.

***               ***               ***

Padişaha değil, Anadolu insanına güvendi.

Fakir Anadolu insanındaki cevheri keşfetti.

Gece demedi, gündüz demedi, hastalık dinlemedi.

Cahil bırakılmış, yoksulluğu kader bilmiş garibimin yüreğindeki asil cevheri keşfetti.

Ve yoktan bir ordu kurdu.

Eli kanlı emperyalizmin son model silahını, topunu, tüfeğini, uçağını, tankını yerle bir etti.

Gelmiş geçmiş savaşların en zorunu kazandı.

Paramız yoktu, silahımız yoktu, uçağımız yoktu, tankımız yoktu, arabamız yoktu.

Bir kağnımız, bir de yüreğimiz vardı.

Mustafa Kemal, teknolojiye karşı ilkel araçlarla kendini savundu.

Dünyada eşi benzeri yaşanmamış savaşı yokluk içinde kazandı.

Emperyalizmin yüksek teknolojisi, Anadolu insanının ilkel kağnısına yenik düştü.

***               ***               ***

“Atatürk, daha 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru’yla İstanbul’dan yola çıktığında kağnının kamyonu yeneceğinden emindi.

Atatürk’ü ve yanındakileri Samsun’a götüren Bandırma Vapuru, Kız Kulesi açıklarını geçip Kavaklar civarına geldiğinde, bir motorla vapura yanaşan İtilaf Devletleri subayları vapuru durdurarak, güverteye çıkmış, silah ve cephane aramaya başlamıştır.

Atatürk arama bitince yanındaki arkadaşlarına dönüp Dolmabahçe önündeki işgalci zırhlıları işaret ederek şunları söylemiştir.

“Bu sersem adamlar işte böyle! Yalnız demire, çeliğe ve silah gücüne dayanırlar. Maddeden başka bir şey bilmezler. Bağımsızlık ve özgürlük uğruna savaşa kararlı bir ulusun kudret ve gücünü anlamaktan acizdirler. Biz silah ve cephane değil, ülkü, iman dolu kafa götürüyoruz.”

İşte Türk Kurtuluş Savaşı’nın sırrı Atatürk’ün bu sözlerinde gizlidir.

O günlerde vatanı işgal edilen Türk ulusunun elinde ileri teknoloji ürünü hiçbir araç gereç, hiçbir silah yoktur ama “ülkü ve iman dolu kafalar” vardır.” (Sinan Meydan)

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.

Yüreği Atatürk sevgisiyle çarpan her yaştan gençlere selam olsun.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık