• 22 December 2022, Thursday 9:41
CelalDurgun

Celal Durgun

BİR ZAMANLAR…

Olurdu, olmazdı derken, şunun şurasında ne kaldı ki…

“Erken Seçim” isteyenler bile sesini kesti.

En geç, 6 ay sonra sandığa gideceğiz.

“Sandık Güvenliği” meselesine girmeyeceğim.

90’lı yıllarda da “erken seçim” tartışmasını yaşamıştık.

Ne dil bu denli kirli, ne seviye bu denli düşüktü.

Muhalefetin güçlü lideri Süleyman Demirel, siyasi fıkralar anlatarak, erken seçimin yolunu açmaya çabalıyordu.

Bu yazımda, sizi o günlere götüreceğim.

Gelin birlikte gülelim!

“Cumhurbaşkanı ve Başbakanlardan Dinlediğim Muhteşem Fıkralar” kitabının yazarı Rahmi Turan anlatıyor:

“Demirel, halka vermek istediği mesajlarını politik fıkralarla ustaca anlatan bir lider!

İşte ondan iki politik fıkra…

Adamın biri marangozmuş.

Bir gün kan-ter içinde tahta parlatırken, küçük oğlu koşarak yanına gelmiş.

Heyecan içinde…

“Baba, baba… Anam cin doğurdu!” diye bağırmaya başlayan oğlunun bu heyecanına hiç aldırmayan marangoz işini sakince sürdürmüş.

“Çocuk, bir garip simsiyah, bu bir cin” diye tekrarlamış oğlu…

Marangoz istifini bozmadan cevaplamış:

“Oğlum, o Arap bizim mahalleye taşınalı beri ben ananın bir cin doğuracağını biliyordum zaten…”

Demirel, bir kahkaha attıktan sonra devam ediyor:

“İşte vatandaş, her mahallede bir cin doğmasını istemiyorsa, bu iktidardan kurtulmalıdır. Türkiye’yi böyle ellere bırakırsak daha çok cin doğar.”

***

“Demirel, “ekonomide alınan yarayı küçültmek” için tek çarenin erken seçim olduğunu vurgulayarak şu fıkrayı anlatıyor:

Hazreti Davut’a birçok hayvan şikâyete gelmiş.

İlk gelen hayvan zürafa olmuş.

Zürafa;

Boynum iki metre. Hareket ederken sıkıntı çekiyorum.

Ne yapabilirim? diye sormuş.

İkinci olarak Gergedan gelmiş;

Vücudum çok iri, her yere çarpıyorum demiş.

Hayvanlar sırayla sıkıntılarını anlatırlarken sıra tavuğa gelmiş.

Hazreti Davut, tavuğa;

Senin ne sıkıntın olabilir? Diye sorunca, tavuk şu cevabı vermiş.

Sıkıntıyı ben bilirim.

Her gün yumurtluyorum.

Ya bu deliği büyült, ya da bu yumurtayı küçült.

Halkımızın ve ekonomimizin durumu bu tavuğa benziyor işte…

Kurtuluşun tek çaresi de erken seçim!

Bu iktidar partisi, tesadüfen para kazanan akılsız bir insana benziyor.

Akılsız, para kazanabilir. Ama parayı yerinde harcamak için akıllı olmak gerekir.

Aksi halde, işte böyle, ANAP gibi çökeriz.”

***

Yeşilçam sinemasını özlediğim gibi, siyaset dünyamızın ünlü politikacılarını da çok özlüyorum. Seviye yüksek, dil tatlı, hoşgörü ve kibarlık bir başkaydı.

Her şey bozuldu:

Hava, ova, doğa… İlle de insan…

Doğa, kendini onarır, ya insan?

İçtenlik, sevecenlik, özveri, dayanışma, vefa, vicdan…

Bitti bitecek, gitti gidecek!

Hele siyaset kurumlarımız, siyasetçilerimiz!

Sözler yalan, yüzler yalan, gözler yalan…

Öz sahte!

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık