• 18 November 2021, Thursday 8:33
CelalDurgun

Celal Durgun

RAKAMLARIN DİLİ

AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan, “ekonominin kitabını yazdık, yazmaya devam ediyoruz” dedi. Bu sözü ile ekonomide yanlış giden hiçbir şeyin olmadığını, her şeyin kontrol altında tutulduğunu, çalışanları enflasyon canavarına yedirmediğini; yatırımların sürdüğünü, işsizliğin önlendiğini, kalkınmanın hızlandığını; Avrupa'nın, Amerika'nın zamlarla boğuşurken, Türkiye'de bolluk içinde ve bereketli yaşadığımızı iddia etti.

Yani Türkiye'de iş de var, üretim de var, para da var, mal da var... raflar da dolu...

“Piyasalar yanıyor” diyen yalan söylüyor.

“Köylü ekemiyor, biçemiyor” diyen yalan söylüyor.

“Asgari ücretli geçinemiyor” diyen yalan söylüyor.

“İşçiler, memurlar, emekliler eziliyor” diyen yalan söylüyor.

“Ev'e ekmek götüremiyorum” diyen yalan söylüyor.

“Çocuğuma harçlık veremiyorum” diyen yalan söylüyor.

İş arayanlar yok, iş beğenmeyenler var.

“Geçinemiyoruz” diyenler siyaset avcıları...

Herkesin evi var, her evde çifter araba...

Herkesin elinde son model cep telefonu...

Herkesin evinde lüks TV, buzdolabı, klima...

Kapıcılar bile ikinci el araba sahibi olabiliyor, arabalar yok satıyor...

Daha ne olsun? Gül gibi geçinip gidiyoruz.

“Allah razı olsun” demek varken, sürekli yalan, sürekli iftira...

Sayın Erdoğan'ın kitapta bunlar yazıyor da, rakamların ekonomisinde neler yazıyor?

Bir de ona bakalım:

Dolar 1.35 liraymış, bugün 10 lirayı aştı.

Mazot 'un litresi 1.3 liraymış, bugün 8.20 lira.

Benzin 'in litresi 1.62 liraymış, bugün 8.10 lira.

1 gram altın 12.8 liraymış bugün 600 lira.

Sadece dolar, avro, altın, mazot, benzin mi zamlandı?

İğneden-ipliğe, yemeden-içmeye, çarşıdan-pazara, sağlıktan-eğitime... bütün sahada zam üstüne zam geldi. Maaş eridi, alım gücü düştü, işçinin, köylünün, emeklinin, emekçinin, esnafın, sanayicinin cebi de, canı da yandı.

Sayın Erdoğan'a göre piyasalar yanmadı!

Tarımsal nüfus "'den %8'in altına düşmüş, tarım alanımız 26 milyon hektardan 23 milyon hektara gerilemiş, kendi kendine yeten ülke iken saman ithal eden ülkeye dönmüşüz; Etten ota, hububattan bakliyata, meyveye, sebzeye kadar zorunlu gıdaları dışarıdan alıyoruz;

Çiftçimiz kaybetmiş, köylümüz kaybetmiş;

Tarım Bakanımız “paramız var ki aldık” diye övünüyor!

Devletin elindeki kuruluşları, fabrikaları, limanları, santralleri, arazileri 63 milyar dolara satmışız, ama kamu borçlarımız azalmamış; Dış borcumuz 129.6 milyar dolarken, bugün 448 milyar doları aşmış.

Sayın Erdoğan'ın yazdığı kitapta ikişer, üçer maaş alan bürokratların akıbetinden söz edilmemiş. Kamu kaynaklarının heba edilmesine yer verilmemiş.

Bütçe verilerine göre, Cumhurbaşkanlığı'nın kullanımında olan ve “örtülü ödenek” olarak nitelenen “gizli hizmet” harcamaları ekim ayında 310.9 milyon TL'ye yükselmiş. Bu rakam önceki ay 93.2 milyon liraymış. Geçen yılın tümünde 2 milyar lira olan bu tür harcamalar, 2021'in ilk 10 ayında 2.2 milyar liraya ulaşmış.

Gerçek kişilere ait döviz mevduatı 1-8 Kasım haftasında 311 milyon dolar artarak 160.8 milyar dolara yükselmiş. (Cumhuriyet)

Kitap'ta, kara paraya ve teröre finansman sağladığı gerekçesiyle “gri” listeye alınmamızdan söz edilmemiş.

Kırmızı bültenle aranan mafya liderlerine “yatırımcı” sıfatı ile vatandaşlık verildiğine değinilmemiş.

Sedat Peker'in siyasetçilere dağıttığını iddia ettiği çanta dolusu paraya da yer verilmemiş.

Merkez Bankası'nın faizi düşürmesine karşın, enflasyonun neden düşmediğine açıklık getirilmemiş.Merkez Bankası'na müdahale edilmemiş!

Geçmediğimiz köprülerin, uçmadığımız havaalanlarının işleticilerine devlet garantili, Avrupa mahkemesi tercihli ödeme neden verilmiş, açıklama yok.

Devlet'e iş yapan şirketin vergi borcu neden silinir bilen yok.

Ekonomi ile hukuk arasındaki sıcak ilişkiye yer verilmemiş.

Bu kadar yanlış nasıl yapılır, anlamak mümkün değil.

AKP'li vekiller, AKP'nin ileri gelen eski yöneticileri de gidişattan şikayetçiler.

Çarşı'nın-Pazarın hali belli, önce aldığımızı bir gün sonra zamlı alıyoruz.

Emekçinin, emeklinin hali perişan; yokluk, yoksulluk belimizi büküyor.

Ailesinin servetine konan mirasyediler gibi, milletin malı savruluyor, yanlış üstüne yanlış yapılıyor. Ekonomi biliminin öğretileri ters yüz ediliyor. Üstelik bütün bu olumsuzluklar, gözümüzün içine baka baka gerçekleşiyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık