• 08 July 2021, Thursday 9:48
CelalDurgun

Celal Durgun

NEREDEN NEREYE?

Ekonomi uçacaktı...

Döviz fırladı.

Faiz yükseldi.

Enflasyon şaha kalktı.

Çarşıya, pazara, kasaba, manava uğrayamaz olduk.

Ekmek zamlandı, bulgur zamlandı, et zamlandı, ot zamlandı...

Elektrik, su, benzin, mazot, doğal gaz ateş pahası.

İşçi, memur, emekli, çalışan, alın teriyle geçinen unutuldu.

Askari ücret, yerlerde kaldı.

Paramız pul oldu.

Satın alma gücü sıfırlandı.

Aileler perişan; babalar üzgün, analar dertli, çocuklar umutsuz...

İşsizlik büyük sorun, geçim sıkıntısı büyük dert.

Ona zam, buna zam...

Bugün zam, yarın yine  zam...

Ona vergi, buna vergi...

Binbeşyüz lira alana da aynı maaş zammı, yirmibin lira alana da aynı maaş zammı.

Neresinden baksan haksızlık, neresinden tutsan adaletsizlik.

Bir yanda onbir yerden maaş alan “utanmazlar”, beri yanda evine ekmek götüremeyen “gariban” babalar...

Bir yanda gecekondu kirasını ödemede zorlanan emekçiler, beri yan da saraylarda yaşayan bürokratlar...

Bir yanda makam araçları, beri yanda otobüs kuyrukları...

Bir yanda üniversite mezunu işsiz gençler, beri yanda siyasette önemli makamlara gelenlerin ve çocuklarının dudak ısırtan serveti...

                                    ***

Bizde söz namustur.

Öğretmene, polise, emekliye 3600 sözü verilmişti.

Üçüncü yılına girdik.

Anılmaz oldu, konuşulmaz oldu...

Söz verenler unuttu, ama biz unutmadık..

Umut, fakirin ekmeği derler.

Ha bugün çıkar, ha yarın çıkar diye umutlardayız.

Hala icraat bekliyoruz.

                                    ***

Kusuruma  bakmayın, benim aklım almıyor.

Zenginlerin vergisi bir kalemde siliniyor.

Kirası kaldırılıyor...

Yetmiyor, devlet garantili banka kredileri veriliyor.

Çalışana, emekliye, alınteri ile geçinene gelince;

Bütçe deniyor, imkanlar deniyor...

Akıl almaz gerekçelere sığınılıyor...

TUİK çalışana, emekliye ödenecek enflasyon farkının düşük çıkması için,  elektriğe, gaza, benzine yapılan zammın açıklamasını bir gün sonraya bırakıyor:

Çalışanlar, emekliler onbeş, yirmi lira daha fazla almasın, devlet onbeş, yirmi lira daha çok kazansın kurnazlığına baş vuruyor.

                                    ***

Kim, kimden utansın?

Ben mi devletten, devlet mi benden?

Yoksa, elini fakir-fukaranın cebinden çıkarmayan, bir eli yağda, bir eli balda şatafat içinde yaşayan, gününü gün eden, yedi sülalesini doyuran “devletin malı deniz, yemiyen domuz” anlayışıyla hareket eden  utanmaz, arlanmaz hırsızlar mı?

Kim?

Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu devlette, sevgi vardı, saygı vardı, alınterine hürmet vardı, sosyal adalet vardı, yatırım vardı, sağlık vardı, eğitim vardı, akıl vardı, bilim vardı, umut vardı, heyecan vardı, güven vardı, dayanışma vardı, paylaşma vardı, ulusal geliri hakça bölüşmek vardı... adam yerine koyulmak vardı, liyakat vardı, üretim vardı...

Çalma, çırpma, talan, vurgun en büyük ayıpttı. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmıyordu. Kim olursan ol ister bakan, ister başbakan, ister vekil, ister bürokrat adaletten kaçamıyordun.

                                    ***

Nereden nereye?

Sebep olanlar “murat” almasın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık