• 18 May 2025, Sunday 12:05
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

SİYASET VE ELEŞTİRİ

Eleştiri siyasetin omurgasında vardır. Özellikle iktidarda olanlar kıyasıya eleştirilir. Muhalefet iktidarın yaptığı yanlışları eleştirir. Doğru olanları da önerir. Her siyasetçinin gönlünde iktidar olmak ve toplumu yönetmek yatar. Bunun için, kendisinin iktidardan daha iyi yöneteceğine halkı inandırmaya çalışır. Halkı buna inandıranlar hep iktidar olurlar. İktidarlar da muhalefetin önerilerini dikkate alır. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde bu hep böyledir.

Totaliter rejimlerde ise kimse iktidarı eleştiremez. Eleştirenler ya susturulur ya da içeri tıkılır. Son yıllarda bunun örneklerini ülkemizde çok sık görüyor ve yaşıyoruz. Hiç kimse Anayasal haklarını serbestçe kullanamıyor. Ya coplanıyor, ya yüzüne biber gazı sıkılıyor ya da tazyikli pis kokulu suyla yıkanıyor. Düşündüklerini sosyal medyada ya da sokak röportajlarında açıklayan gençler bile gece yarısı yaka paça gözaltına alınıp günlerce tutuklanıyor ve hâkim karşısına çıkarılmıyor. Tarafsız olması gereken kurum ve kuruluşlar kraldan çok kralcı oluyor. Eleştiriye tahammülsüzlük zirve yapıyor. Oysa siyasetçi eleştiriye açık olmalıdır. Ya eleştirilere katlanmalı ya da siyasete soyunmamalıdır. Eleştirdi diye bir vatandaş gözaltına alınıp aylarca içerde tutulmamalıdır.   Eleştirilen siyasetçi Cumhurbaşkanı olunca kendisine hakaret edilmiş sayılıyor. Cumhuriyet ve demokrasi ile yönetilen ülkelerde Cumhurbaşkanları tarafsız olur. Hem her şeye karar veren kişi olacaksınız hem de eleştiri kabul etmeyeceksiniz. Parlamenter sistemde Cumhurbaşkanları hakem durumunda olduğundan eleştirilmez. Çünkü Devleti yönetme idare etme sorumluluğu parlamentodadır. Demokrat Partinin iktidar olmasıyla devletin kurucusu Atatürk’e hakaretler yapılmaya, heykellerine saldırılmaya başlanılınca Demokrat Parti yönetimi 5816 sayılı Kanunu çıkarmak zorunda kalmıştır.

Ne var ki sonraki Cumhurbaşkanları da bu kanun kapsamına alınmış ve kendilerini eleştirenleri hakaret suçlamasıyla mahkûm etme yarışına girmişlerdir. İçlerinde en demokratı Rahmetli Demirel olmuştur. Kendisine hakaret suçundan 158 dava açmıştır. Eleştiriye hep açık olmuştur. Dava açma konusunda tam 38581 dava ile rekor Recep Tayyip Erdoğan’a aittir. Demek ki kendisine en az küfredilen siyasetçi Demirel, en çok hakaret edilen de Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Demirel, mazot bulamıyoruz diyen çiftçiye “Mazot va dı da biz mi içtik” diye yanıt vermiş, Erdoğan ise  “anamız ağlıyor” diyen üreticiye “Ananı da al git “ demiştir.  Oysa Demirel sadece yürütmeyi, Recep Tayip Erdoğan ise hem yürütmeyi, hem yargıyı hem de yasayı temsil ediyor. Her eleştiri Recep Tayyip Erdoğan için suç sayılıyor ve davalar açılıyor. Görülüyor ki, Recep Tayyip Erdoğan hoşgörüsü en az olan siyasetçidir. Eleştiriye en açık siyasetçi ise Rahmetli Demirel’dir. Kendisini dansöz kılığında çizip karikatürize eden Bedri Koraman’ı telefonla arayıp bir kopyasını kendisine göndermesini istiyor. Levent Kırca ise, Tiyatro çadırını tamir etmesi için kredi bulmakta zorlanıyor ve Demirel’den kendisine yardımcı olmasını istiyor. Demirel kendisine “kredi çekersen ezilirsin üzülürsün bu parayı ben sana vereyim geri vermeni de istemiyorum” deyip 1 milyon liralık bir çek imzalayıp Levent Kırca’ya uzatıyor. Kırca, “eğer darılmazsanız ben bu parayı alamam efendim. Ben sizinle aynı görüş ve düşüncede değilim. Bu para sizi eleştirmeme engel olur” diyor. Demirel de, “bu güne kadar oynadığın oyunlarda beni yerin dibine soktun. Sana mani oldum mu? Al bu parayı git gene oyna” diyor.

Avukatı Yaşar Topçu’nun naklettiğine göre; Antalya’nın Manavgat ilçesinde bir vatandaş kahvehanede herkesin gözü önünde Demirel’e sövüp sayıyor. İlçenin savcısı süsüştü yapıp vatandaşı tutuklatıp hapse attırıyor. Mahkeme Demirel’e şikâyetçi olup olmadığını soruyor. Avukatı ile Demirel arasında şöyle bir diyalog geçiyor.

SD-Yaşar Bey ne var ne yok?                                                                                               YT– Önemli bir şey yok efendim. Yalnız Antalya’da bir vatandaş size galiz küfürler etmiş, savcı da onu hapse attırmış. Mahkeme bize şikâyetçi misiniz diye soruyor.                                                                                                                       SD– Bu Hâkim ve Savcı arkadaşlar da bazen Kantarın topunu kaçırıyorlar. Başbakana hakaret etti diye bir vatandaş hapse mi atılır yahu. Benim vatandaşım Başbakanına sövmez. Biz burada oturuyoruz haberimiz olmuyor. Yaptığımız uygulamalarla kim bilir adamı nasıl bunaltmış, canını nasıl sıkmışız ki bize galiz küfürler etmiş. Hemen Antalya’ya git ve o vatandaşı hapisten çıkart, tahliye ettir gel. Sevaba girersin. Durup dururken bir Ülkenin vatandaşı Başbakanına sövmez.                                                                                                           YT- Peki efendim hemen Antalya’ya hareket ediyorum. Yaşar Topçu Bey Antalya’ya gidip adamı hapisten çıkartıyor. Ve bu adam Adalet partisine kaydolup ilçe Başkanlığı yapıyor. Recep Tayyip Erdoğan’a bırakın küfretmeyi, eleştirenler bile yıllarca hapis yatıyor. Aradaki farkı gördünüz mü? Biri tam bir Devlet adamı diğeri dindar ve de kindar. 18.05.2025

 

 

  

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık