Mehmet Oğultürk

Tutturmuşlar değişim de değişim diye. Değişim nerede ve nasıl olacak?  CHP’nin tüzüğünde mi, programında mı, stratejisinde mi, ilkelerinde mi yoksa sadece Ali gitsin, Veli gelsin mi olacak?  Gerek sosyal, gerek görsel ve yazınsal medyada dolaşan haberlere bakılırsa sadece Genel Başkan gidecek ve yerine yıllardır aynı partide görüntü veren, televizyon ekranlarında devamlı boy gösterip laf kalabalığı yapanlar gelecek. Adaylığını şimdiden ilan eden İmamoğlu değişim şart diyor. Ama nasıl bir değişim onu söylemiyor. Kendisi gelince, sanki her şey düzelecek, demokrasi ve adalet, hak, hukuk geri gelecek, memleketin dahilindeki iktidar, emri vakilerinden, seçim hilelerinden vazgeçecek, YSK kurulu tarafsızlığını ilan edecek, yabancı işgalciler kendiliğinden gidecek ve Sayın Kılıçdaroğlu’na teslim etmediği iktidarı sayın İmamoğlu’na ya da sayın Özel’e ikram edecek! Totaliter rejimlerde iktidardakiler hiçbir zaman seçim kaybetmezler. Sadece, tencereye güvenerek seçimleri kazanacağını umanlar hayal dünyasında gezerler.

YSK’nın sicili bozuk. Referandumda mühürsüz zarfları hem de seçimlerin bitmesine birkaç saat kala yasa hükümlerine rağmen geçerli sayması, 2019 yerel seçimlerinde aynı zarftaki dört oy pusulasından üçünü yasalara uygun bulması sadece Başkanlık seçiminin hileli olduğuna hükmederek Başkanlık seçiminin tekrarlanmasına karar vermesi, Anayasanın amir hükmüne rağmen uyduruk bir gerekçeyle RTE’ı üçüncü kez aday kabul etmesi, sicillerinin bozuk olmasının en güçlü kanıtıdır. Sayın İmamoğlu ve/veya Sayın Özel, bu durumda ne yapacaklar da YSK’nın tarafsız kararlar vermesini sağlayacaklardır. Bilen var mı? Valilerin, Kaymakamların, tüm bürokratların, mahkemelerin yansız kararlar almasını ve uygulamasını nasıl temin edecekler? Buna asla izin vermeyiz demekle mi yetinecekler? Siyasallaşan Ordunun, camilerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının tarafsızlıklarını nasıl sağlayacaklar? Radikal kararlar alıp sivil itaatsizliği uygulayabilecekler mi? Parlamentoyu boykot edip Sine-i Millete dönmeyi göze alabilecekler mi? Seçimleri hileli ve yabancı seçmenlerle kazandığı açık olan iktidarın aldığı her kararı parmak kaldırarak meşrulaştırmaya devam mı edecekler? Yoksa, Sayın Kılıçdarğlu gibi bizim kitabımızda sokak yazmaz. Ülkede Kaos çıkartan biz olmayız mı diyecekler? YSK, parlamentoda üyesi bulunan her siyasi partinin birer temsilcisinden oluşsa ve tıpkı 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nda olduğu gibi 4/5 çoğunlukla kararlar alsa, seçimler daha demokratik, daha uygar ve daha adil olmaz mı?

Sayın İmamoğlu ve Sayın Özel’in yukarıda sıraladığım sorulara nasıl yanıtlar vereceklerini çok merak ediyorum. Bana öyle geliyor ki değişen bir şey olmayacak. Sadece isimler değişecek. Eski hamam eski tas olacak. Bizim umutlarımız da bir başka bahara kalacak. Bizim yaştakilerin o baharı görüp görmeyeceği belli değil. Zira beş sene daha yaşama şansımız giderek tükeniyor.