• 27 November 2023, Monday 9:52
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ DAVETİ

24 Kasım 1928 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi yüce Atatürk’e  “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanını vermiştir. 12 Eylül 1980 yılı Askeri Darbe yönetiminin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam dönemine kadar Öğretmenler de, günleri de gündemde değildi. Kutlanan günleri de yoktu. 1946 yılına kadar buna ihtiyaç da duyulmadı. Çünkü o tarihe kadar toplumda çok saygın yerleri vardı. Milletvekillerinin maaşlarından bile daha yüksek maaşlar alırlardı. Ne var ki, 1946 yılında çok partili döneme geçilince, bizzat CHP içerisinde bulunan, toprak ağası vekiller tarafından özellikle Köy Enstitülü öğretmenler eleştirilmeye başlandı.  Bu eleştirilere, Milli Mücadele kahramanlarından, Kazım Karabekir, Rauf Orbay ve Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak da katılmışlardı. Sivas Milletvekili Reşat Şemsettin Sirer ise Köy Enstitüleri eğitim sistemini, Komünizmi hatırlatıyor diye yerden yere vuruyordu. Hatta, komünist öğretmenler yetiştiriliyor dedi-kodusu ayyuka çıkmıştı. İsmet Paşa, baskılar artınca zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ile İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u görevden almak zorunda kaldı. Reşat Şemsettin Sirer’e de, al sana Milli Eğitim Bakanlığı, sen yönet bakalım dedi. Bana göre hayatının en büyük hatasını yaptı. Sirer’in yaptığı ilk iş, Köy Enstitülerinin uygulama derslerini kaldırmak oldu. 1975 yılında aynı hatayı Rahmetli Bülent Ecevit de yaptı. Rahmetli Erbakan Hocanın isteklerine boyun eğdi ve Meslek okullarındaki uygulama derslerini 24 saatten 12 saate indirerek, onları Lise statüsüne geçirdi ve bu günlere zemin hazırladı. İşte o günden itibaren öğretmenlerin saygınlığı yavaş, yavaş, törpülendi. Her ne kadar 24 Kasımlarda hatırlanıp, günleri kutlanılıyorlarsa da değersizleştirilmeleri halen devam etmektedir.

33 yıllık meslek hayatımın 25 yılı öğretmen, 8 yılı da Eğitim yöneticisi olarak geçti. Bunun son üç buçuk yılı da Milas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü göreviydi. Zamanın siyasilerinin tutum ve davranışları, bana artık emekli olmam gerektiğini hatırlattı ve 1996 yılında öğretmenlik ve yöneticilik görevim fiilen sona erdi. O günden bu yana Öğretmenler Günümü kutlayan, halimi hatırımı soran Fethiyeli bir öğrencim, Afyonkarahisarlı bir hizmetlim ve Milaslı bir şefimden başka kimse olmadı. Bir de, dönemin Milas Kaymakamı Hayati Soylu, Başsavcısı İlhami Dündar ve milletvekili İrfettin Akar.

İlk defa, bugün eşim, Milas Belediyesinden bir hanımefendi tarafından aranmış ve 24 Kasım Öğretmenler günü münasebetiyle düzenleyecekleri bir akşam yemeğine bizleri davet etme nezaketini göstermiş. 27 yıl sonra hatırlanmak, hoşumuza da gitti, gerçekten bizi duygulandırdı da. Biz isterdik ki, yalnız 24 Kasımlarda değil, Belediyemize işimiz düştüğünde de, bir hizmet talep ettiğimizde de, görevde bulunduğumuz günlerdeki saygınlığımızı görelim. Verdiğimiz dilekçelerimize, olumlu ya da olumsuz yanıtlar alalım ki, bize değer verildiğini, adam yerine konduğumuzu hissedelim. Ne yazık ki, 19.09.2022 tarih ve 17587 sayılı dilekçemiz hâlâ yanıtsız.

Sadece 24 Kasımlarda hatırlanmak değil, biz öğretmenlere değer verildiğini her zaman görmek isteriz. Bu yüzden nazik davetlerine olumsuz yanıt verdik.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık