Mehmet Oğultürk

 Bu güne kadar, birçok hukukçunun hatta Anayasa hukukçusu Profesörlerin, Mevcut Anayasaya göre bir kişinin üçüncü kez Cumhurbaşkanı olamayacağı söylemini tebessümle karşıladım. Bu hukukçu ve profesörlerin hangi ülkede yaşadıklarını bilmediklerini dile getirdim. RTE’nin üçüncü kez aday olacağını, bunu YSK’nın da kabul edeceğini söyledim. Belli ki YSK’dan aldıkları tüyo üzerine RTE yeniden aday oldu. Yoksa adaylığını ilan edemezdi. Bu düşüncemi zaman zaman dost ortamlarında da paylaştım. Paylaştığım dostlardan sitem dolu sözler de işittim. “Ümitsiz olmaya gerek yok. Bu sefer YSK’nın kaçacak yeri yok. Anayasanın 101. Maddesi çok açık. Aksi takdirde Anayasa suçu işlemiş olurlar.  Umudumuzu yok etmeyin, sandığa gitme hevesimizi kırmayın” dediklerini daha dün gibi hatırlıyorum. Hatta, “İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde aynı zarftaki üç pusuladan birini iptal ettiler de sonucu değiştirebildiler mi? On bir bin oy farkı nasıl da sekiz yüz bin oldu” diye de örnek gösterdiler.

Aslında, arada önemli bir fark vardı. Biri Belediye, diğeri Cumhurbaşkanlığı seçimi. Bir Belediyeyi kaybederseniz ötekini kazanırsınız. Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiniz mi Partinizle beraber tarihin tozlu sayfalarına gömüleceksiniz ve belki de bir daha geri dönme şansınız olmayacaktır. İşte bu yüzden RTE’nin Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetme lüksü yoktur. Ne yapıp edip o makamda kalmak zorundadır. Yoksa, başına gelecekleri çok iyi bilmektedir. 

Tam yirmi bir yıldır bu ülkeyi tek başına yönetmektedir. Bu süre az değildir. Alt yapıyı kurmuştur. Yargıya kendi partisinin elemanlarını yerleştirmiş istediği kararları aldırmaktadır. Emekli amiral ve generalleri aşağılayıp, rütbelerini sökerek, ayaklarına elektronik kelepçeler taktırarak muvazzaf askerlere gözdağı vermiştir. Onlara, bakınız bana karşı çıkarsanız sizin de sonunuz böyle olur, uslu durun demiştir. Bu günkü Genel Kurmay başkanının adını bilen kaç kişi vardır?  Amir ve memurların çoğunu liyakate göre değil kendine kayıtsız şartsız biat edeceklerden seçmiştir. Artık Cumhuriyeti tasfiye edecek ortamı hazırladığına inanmaktadır. Önümüzdeki seçimleri kazanacaklarından emindir. Muhalefetin ise, RTE’nin şunu, bunu yapmasına izin vermeyeceğiz demekten başka elinden bir şey gelmemektedir. Sanki onlardan izin isteyen varmış gibi. Sine-i Millete de dönemiyorlar.

Totaliter rejimlerde, kâh hile ile, kâh yargı eliyle yasaları arkadan dolanarak seçimi hep iktidardakiler kazanıyorlar. Seçimle gelip, seçimle gitmiyorlar. Tarihte bir tane örneği yok.

Bu yüzden YSK’nın aldığı son karara hiç de şaşırmadım. 31.03.2023