Mehmet Oğultürk

Anayasa Mahkemesi beklenen başkanlık seçimini dün yaptı. Zühtü Arslan yeniden başkan seçildi. Bu sonuç bekleniyor muydu? Hayır. Yukarılardan gelecek telkinlere göre rakibi İrfan Fidan’ın seçileceği tahmin ediliyordu. Ama olmadı ve Zühtü Arslan yeniden üçüncü kez Başkanlığa getirildi. Bu seçimde yaklaşan genel seçimlerin bir hayli etkisi olmuş gibi.

Dün, Televizyon ekranlarında, İrfan Fidan’ın Anayasa üyeliğine getirildiği gün yapılan tören vardı. Başkan Zühtü Arslan, İrfan Fidan’a cübbesini giydiriyordu. Sanki Zühtü Arslan değil İrfan Fidan başkan gibiydi. İrfan Fidan’ın etrafına bakışları ve hareketleri çevresindekileri küçümser bir haldeydi. Kendisine güveni tamdı. Bu güveni yukarılardan aldığı belliydi.

Benim anlamadığım ve kabullenemediğim İrfan Fidan’a Başkanın cübbe giydirmesiydi. Cübbeyi kendisine takdim edebilirdi ama tutup giydirmesi biraz garipti. Bu cübbeyi irfan Fidan kendisi giyemez miydi? Mutlaka birinin tutması mı gerekiyordu. Koskoca Anayasa Mahkemesinde onu tutacak bir genç yargıç yok muydu? Bir Albayın bir üsteğmene ceketini giydirmesi mümkün mü? Yok be kardeşim bir acayip ülke olduk vesselam. Bu insanların millete layık gördüğü adalet de bu kadar olur. Adaletin olmadığını bu yüce mahkemenin üyeleri de çok iyi biliyor. Adalet Mülkün temelidir diyorlar. Adaletsiz kalan Mülk (Devlet) bir gün mutlaka çökecektir.

Üzülerek söylüyorum ki bu güzel ülke Devlet adamı yetiştiremiyor. Yetişenler de dışarıdan seyrediyorlar. Sorumluluk almıyorlar. Kurulduğundan bu güne dek yönetime getirilenlerin bir kaçı hariç devlet adamı gibi bir davranışta bulunmamışlardır. Çoğunlukla başkalarının aklıyla bu devleti yönetmişler ve de yönetmektedirler. Koca Osmanlı İmparatorluğu İngilizlere bel bağlamış, bir ara Almanlara yaklaşmış ama yıkılmaktan kurtulamamıştır. Güvendikleri, borç para aldıkları İngilizler Araplarla birleşerek içinden çürümüş Koca Çınar’ın yıkılmasını hızlandırmışlardır.

Her ne kadar Osmanlı, kendisini koruyamamışsa da, Mustafa Kemal ve arkadaşları gibi birçok devlet adamı yetiştirmişlerdir. Cumhuriyet ilan edilmiş ve yeni genç ve modern bir devlet kurulmuştur. Tam onbeş yıl hiçbir yabancı devletin müdahalesi olmadan yönetilmiştir. Ne var ki, ikinci Dünya Savaşının neden olduğu sıkıntılar ve Rusya’nın bir takım istekleri Genç Türkiye Cumhuriyetini Avrupa’ya ve dolayısıyla ABD ye yeniden yanaştırmıştır. 1950 yılından sonra da tamamen ABD nin himayesine girmiştir. Amerika ne derse o oluyor. Türkiye’yi yönetenler ABD tarafından seçiliyorlar. Bu ülkeyi yönetmeye talip olanlar aylar öncesinden ABD ye gidip icazet almaktadırlar. Kenan Evren öyle, RTE ve Kılçdaroğlu da öyle. ABD nin yüz yıl önceki hedefi neyse bu gün de odur. Bir hıristiyan topluluğu olan Avrupa Birliği ile ABD bizim kara kaşımıza kara gözümüze aşık değildir. Altmış yetmiş yıldır Avrupalılar kapılarında bekletiyorlar, içeriye almıyorlar. Neden? Çünkü Türkiye bir Müslüman ülkedir. Nato’ya aldıklarına bile çoktan pişmanlar. Alış nedeni, kendi güvenliklerini korumak, istedikleri yere kendi askerlerini değil Türk askerini göndermek. Katılırsınız katılmazsınız, ben böyle düşünüyorum. 03 Şubat 2023