• 27 March 2023, Monday 11:22
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

MİLLETVEKİLLİĞİ YARIŞI

Önüne gelen milletvekili olmaya çalışıyor. Valisinden genel müdürüne, memurundan amirine, emeklisinden futbolcusuna, dernekçisinden odacısına herkes milletvekili olabilmek için yarışıyor. Binlerce kişi kazanacağını düşündükleri partilerin genel merkezlerini aşındırıp, genel başkanların gözüne girme yarışındalar. Milletvekili dendiğine bakmayın, zira onları millet değil parti genel başkanları seçiyor. Bir zamanlar Adnan Menderes, ben kütüğü aday göstersem milletvekili seçtiririm demişti. Bu gün de öyle. Değişen bir şey yok. Genel başkan kimi isterse o milletvekili oluyor. Bu yüzden adaylar milletin gönlünü almak, derdine deva olmak yerine Genel Başkanların gözüne girmeye çalışıyorlar.

 Benim adaylarım şunlardır; içlerinden hangisi sizi daha iyi temsil eder diye millete sorulmuyor. Önünüze ne koyarsak onu yemek zorundasınız, başka seçeneğiniz yok deniyor. Sonra da demokrasiden, hak hukuktan ve çağdaşlıktan söz ediliyor. Millet ise ancak parti seçebiliyor. Parti demişken, Ülkemiz parti yönünden dünyanın en zengini sayılır. Resmi kayıtlara göre, tam tamına 119 partimiz var. On, on beşi hariç diğerlerinin esamesi okunmuyor. Adları var kendileri yok. Önüne gelen bir parti kuruyor.  Millet, Partilerin programlarını, tüzüklerini okudukları ve beğendikleri için değil, anası atası hangi partiye oy vermişse takım tutar gibi o partiden başkasına oy vermiyor. Bakarsanız, hepsi memlekete hizmet aşkıyla yanıp tutuşuyorlar. Bir an önce milletvekili olup, millete aşkla, şevkle, sevgiyle ve heyecanla hiçbir karşılık beklemeden hizmet etmek istiyorlar(!)

Aslında milletvekili olma aşkının nereden geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu dünyanın nimetlerinden daha fazla yararlanmak, daha çok para kazanmak, zengin olmak, gidip geldiği yerlerde saygıyla karşılanmak, hayatlarının geri kalan kısmını ayrıcalıklı ve bolluk içinde yaşamak.

Bir defa milletvekili oldun mu gel keyfim gel. Milletvekilliği bir meslekmiş gibi bir de emekli milletvekili maaşı alacaksın. Hem de, yıllarca devlete hizmet etmiş bir memurun üç beş katı.  Özel hastanelerde olsun, eczanelerde olsun tek kuruş fark ödemeyeceksin.  Emekli olmak için 25 yıl falan beklemeyeceksin. Milletvekilliği biter bitmez emekli olacaksın.  Servetine, servet katacaksın. Öldüğünde bile devlet töreni ile gömüleceksin. Sıralarda beklemeyeceksin VİP salonlarından geçeceksin. Dokunulmazlıkların olacak. İstediğin kadar hakaret edip sövebileceksin, hatta polis bile tokatlayabileceksin. Kim istemez böyle bir hayatı?

Bunca nimet karşılığında ne vereceksin? Genel Başkanlarının gözünün içine bakacaksın. Onlar ne derse, emir telakki edip yerine getireceksin.  Arada sırada bir TBMM ne uğrayıp, parmak kaldırıp, indireceksin. Konuşma yeteneğin varsa kürsüye çıkıp, genel başkanına övgüler düzeceksin ki, bir daha ki seçimlerde yeniden milletvekili olabilesin.

Parasız milletvekilliği olmaz. Eşini dostunu, TBMM de ağırlamak, yedirip içirmek, onların gönlünü almak, onlara hoş görünmek için çok para gerekir. Bu yüzden aldıkları maaşlar çok azdır(!) Danışmanlarına bile yetmez. Danışman ne demekse her milletvekilinin en az bir danışmanı varmış. Herhangi bir konuda kendisine danışılan kimseye danışman deniliyor. Eğer, başkasına danışarak milletvekilliği yapılacaksa tüm danışmanları milletvekili yapalım olsun bitsin bu iş. İşte bu yüzden Milletin vekili (!) olmak için yarışıyorlar.

Demokrasi dedikleri şey buysa, başka lafa gerek yok. Milletvekilliği askerlik gibi vatani bir görev sayılsa, milletvekili olmak için kaç kişi sıraya girer, kaç kişi bedelli olur hiç düşündünüz mü? Yok be kardeşim, tam altı yüz yirmi sene tek bir adama kulluk etmiş bir toplumdan pozitif bilime inanmış, demokrat ve çağdaş bir toplum yaratmak çok zor. Bunu Yüce Atatürk gibi bir dahi bile başaramamış ki, O’nun sayesinde saltanat sürenler, ona şükredecekleri yerde küfrediyorlar.  Adını tabelalardan birer, birer siliyorlar. Milletin Vekilleri de seyrediyorlar. Sadece, buna asla izin vermeyiz diyorlar. Sanki onlardan izin isteyen varmış gibi.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık