• 16 December 2023, Saturday 10:36
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

ABD DÜNYANIN EFE’Sİ Mİ?

Antik ya da İlk Çağ’ın; M.Ö. 720 yılından başlayıp, M.S. 375 yılında Kavimler Göçüyle sona erdiği farz ediliyor. Antik çağ M.Ö. 3200 yılında yazının bulunmasıyla başlamıştır diyenler de vardır. Bu çağın geçim kaynağı tarım ve ticarettir. Kral yolu ve İpek yolu bu devrin en önemli ticaret yollarıdır.  Şehir devletleri ve imparatorlukların hüküm sürdüğü bir çağdır. Asya’da Hun İmparatorluğu ve Çin Hanedanlığı, Avrupa’da Roma İmparatorluğu, bu çağın en büyük imparatorluklarıdır. Dini yaşamda çok tanrılı dinler dikkati çekmektedir. Yahudilik ve Hıristiyanlık bu çağda doğmuştur. Kölelik yaygındır. Sömürgeciliğin temelleri bu çağda atılmıştır. Ege ve Yunan şehir devletlerinde ilkel demokrasi yönetim şekilleri ortaya çıkmıştır. Felsefe  Matematik, coğrafya gibi alanlarda  önemli eserler verilmiştir. Thales, Platon, Aristotales, Pısagor, Heredot ve Hipokrat gibi düşünür ve bilim insanları bu çağda yaşamışlardır. Bu çağdaki uygarlıkların başlıcalar; Hititler, Firigyalılar,  İyonlar, Urartular, Lidyalılar, Sümerler, Akadlar, Elamlar, Asurlar, Yunanlılar, Med ve Pers İmparatorlukları, Çin Hanedanlığı’dır.

Gelelim Orta Çağ’a; Bu çağda Avrupa ciddi bir yozlaşma dönemi yaşamıştır. Kilisenin, insanları yönetimi altında tutabilmek için yaptığı baskıların artması, dini kullanarak halkı kandırması, Antik Çağdaki bilimden uzaklaşılması, feodalite denen sistemde toprak ağalarının hüküm sürmesi hep bu çağın özellikleridir. Avrupa’da, Cadı olduğu iddia edilen bazı kadınların, şehir meydanlarında ateşe verip yakıldığı bir dönemdir. Papa’nın Türklere karşı haçlı seferlerine katılanların tüm günahlarının affedileceğini telkin ettiği, bazı kişilere cennetten arsa sattığı, Veba’nın su yüzünden kaynaklandığını düşünerek, Avrupa da hamamların kapatıldığı, insanların yıkanmadığı bir dönemdir Orta Çağ. Galileo ya da Galilei teleskopu gökyüzünü incelemek üzere kullanan ve geliştiren ilk bilim adamıdır. Jupiter’in dört uydusunu keşfeden O’dur. İnsanlık anlayışına 1500 yıl egemen olmuş “Dünya merkezli kozmolojik görüşü yıkan ve Güneş merkezli görüşü tesis eden büyük bir gök bilimcidir. Katolik Kilisesinde,  Evrenin Merkezinde Dünya sabit duracak şekilde yaratılmıştır görüşü hakimdir. Bu nedenle, Kilise, Engizisyon mahkemelerinde çok canlar yakmıştır. Dünyanın güneş çevresinde döndüğü tezini Hıristiyanlık açısından sapkınlık olarak kabul etmiştir. Bu görüşü savunanları cezalandıracağını ilan etmiştir. Nitekim, Matematikçi ve Kozmolog aynı zamanda Keşiş olan Giordano Bruno Hıristiyanlık açısından sapkınlık kabul edilen düşünceleri dolayısıyla 7 sene boyunca yargılanmış, fikirlerini değiştirmeyip af dilemeyi reddedince de meydanda kazığa bağlanarak diri, diri yakılmıştır. 16. Asırda Avrupa’da olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğunda da Gök cisimlerini gözetmek ve hareketlerini anlamaya yönelik ilgi artmıştır. Dönemin Padişahı III. Ahmet’in fermanı ve maddi desteğiyle Tophane sırtlarında bir Rasathane inşa edilmiştir. 1577 yılında tamamlanan bu rasathane sarayın Gök bilimcisi Takuyiddin bin Maruf-i’nin çalışmaları,  Polonyalı Nicolaus  Copernicus’un çalışmalarıyla  eş tutulmuştur. Bu çalışmalar, Hıristiyanlarda Papa’nın, Müslümanlarda Şeyhülislam’ın gazabına uğramıştır. İstanbul rasathanesi ancak üç yıl ayakta kalabilmiştir. Devrin Şeyhülislamının fetvaları sonunda, Padişah III. Ahmet, kurulması için ferman çıkardığı ve maddi destek verdiği bu Rasathaneyi Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşanın toplarıyla yıktırmıştır. Görülüyor ki, orta çağda Avrupa’da Papa neyse, Osmanlıda da Şeyhülislam odur. Ancak Avrupalılar orta çağı geride bırakmış hep ileri gidiyor, biz ise tam tersi Orta Çağ’a doğru, özlemle, koşar adım dönüyoruz. Bundan şu sonuç çıkıyor. İster Hristiyanlıkta, ister Yahudilikte, ister Müslümanlıkta  olsun, Din insanlara sadece ve sadece hayal satıyor. Cenneti önce Papa’lar pazarlamış. Şimdi de bizim Şeyhülislamımız pazarlıyor. Bundan, birbirlerini taklit ettikleri sunucu çıkıyor. Hepsi Tanrı tektir diyor ama, aynı Tanrı Musa’ya başka, İsa’ya başka, Muhammed’e başka mesajlar veriyor. Bu yüzden, en büyük savaşlar, katliamlar bunlar arasında oluyor. Yahudiler ile Hıristiyanlar birlik olup Müslümanları ortadan kaldırmaya halen devam ediyorlar. Nerede Müslümanların Allah’ı? Neden Filistinlilere yar ve yardımcı olmuyor?

Roketin babası sayılan Hezarfen Ahmet Çelebi, el yapımı kanatlarıyla Galata Kulesinden atlayarak Üsküdar deki Doğancılar Parkına kadar uçmuş. O da Şeyhülislamın gazabına uğramış ve hapishanelerde çürütülmüştür. Ne var ki, Avrupalılar,  İtalya’da başlayan Rönesans (yeniden doğuş) ile Kilise’nin itibarını ve gücünü kırmış, sanayide devrim yaratarak bilim ve teknolojiyi geliştirmiştir. Pusulanın icadı ile keşifler yaparak gittikleri Ülkelerin doğal kaynaklarını sömürmüşlerdir.  Önce Cenevizli kaptan Christophe Colombus ‘un uzun seyahati gerçekleşmiş, sonra da Amerigo Vespuci’nin keşfettiği Amerika kıtası, Avrupalıların istilasına uğramıştır. Başta İngiliz, Fransız, İtalyan ve İspanyolların yerleştikleri ve uzun iç savaşlardan sonra kurdukları Amerika Birleşik Devletleri bugün dünyanın Efe’si konumundadır. Kimse kaşının üzerinde gözün var diyemiyor. Ne Rusya, ne Çin, ne Hindistan, ne Japonya ve diğerleri seslerini çıkaramamaktadır. Ellerinden bir şey gelmemektedir. ABD yi Yahudi kökenli zenginler yönetmektedir. 14 Mayıs 1948 de resmen kurulan İsrail Devletini, Müslüman ülkeler arasında ilk tanıyan da Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. İsraillilerin idealleri, vaat edilmiş topraklara (La tere Promise) sahip olmaktır. Bu topraklar da Dicle ve Fırat’ın suladığı Mezepotamyadır. ABD Hamas’ı destekleyip kışkırtarak, baskın yaptırmış ve İsrail’e meşru müdafaa hakkını kazandırmıştır. Bu yüzden, tüm Dünya Devletleri İsrail’i mağdur görmekte ve İsrail’e her türlü desteği vermektedir. Bakmayın siz bizimkilerin cart, curt etmesine, mitingler düzenlemesine.  Bahçeli bile “Milletim isterse Hamas’ın yanında savaşmaya hazırım” diyor. Sanki elinden tutan var.

İsrail’in hedefi Gazze’yi işgal edip ilhak etmektir. En büyük destekçisi de dünyanın Efe’si ABD’dir. Bizim kısmetimize de, Suriyeliler ve Afganlılardan sonra Filistinlileri besleyip büyütmek düşmektedir. Bizim politikacılarımız maalesef (sayın Ümit Özdağ hariç) gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde hareket etmektedirler. İşin ciddiyetinin farkında değiller ya da bilerek hareket ediyorlar. ABD’nin niyetini bildikleri halde onların dümen suyunda gitmektedirler. ABD’nin eğittiği ve önerdiği subaylar, general sınıfına terfi ettirilmektedir. ABD, sanıldığı gibi dostumuz ve müttefikimiz, falan değildir. Dost olan bir Devlet, dostunun askerlerinin başına çuval geçirmez, zırhlısını vurmaz, İHA sını SİHA sını düşürmez. PKK ya tırlar dolusu silah ve mühimmat vererek dostunun askerlerini kırdırmaz, çevremizi üsleriyle sarmaz, F-35 lere yatırdığımız paranın üstüne yatmaz, F-16 satışlarında mış gibi yapıp oyalamazdı. Aynısını, bir Hıristiyan Kulübü olan Avrupa Birliği de yapıyor.  Türkiye, ağzıyla kuş tutsa bile, Avrupa Hıristiyan Birliğine alınmayacaktır.  Geleceğimiz hiç de parlak görünmemektedir. Gaflet uykusundan uyandığımızda, iş işten çoktan geçmiş olacaktır. 14.12.2023


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık