• 01 December 2021, Wednesday 10:43
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Askerlerin ülkemizi yönettiği 1981 yılında, ülkemizde Yüce Atatürk’ e başöğretmen unvanının verildiği 24 Kasım gününün “Öğretmenler günü” olarak kutlanması kararı kabul edilmiştir. O gün; tüm amirler, valiler, kaymakamlar, yöneticiler ve siyasetçiler öğretmenliğin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu ballandıra ballandıra anlatan mesajlar yayınlama yarışına girerler. öğretmenlere methiyeler düzerler. Hatta Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözünü hatırlatıp öğretmenliğin ne kadar gururlu bir meslek  olduğunu anlatıp dururlar. Öğretmenlik mesleğini o denli yüceltirler ki herkesin öğretmen olası gelir. Yüzlerce eğitim fakültesi kurarak binlerce gencin öğretmenlik eğitimi almalarını sağlarlar. Ama, mezunlarını öğretmen olarak atamazlar. Öğretmenleri 24 Kasımda yere göğe sığdıramazlar, 25 Kasım günü ise unutup giderler.

 Cumhur Başkanlarından birinin kontenjan senatörü seçilmek için önerilen bir öğretmen için “Hayır, ben ağır oturaklı birinin seçilmesinden yanayım” demesi, bir Kaymakamın ziyaret ettiği okulda derse girdiğinde, hoş geldiniz diyerek elini uzatan bir öğretmene “Haddini bil, çık dışarı bekle” diyerek sınıfından kovması, yüksek öğretim sınavlarına katılan bir öğrenci velisine “sizin çocuğunuz bir öğretmenliği bile mi kazanamadı” denmesi, onların aşağılanmasına acı birer örnektir. Sadece 24 Kasımlarda bir gün hatırlanması da bir o kadar üzücüdür. Hayatın, geçim şartlarının zorlaştırıldığı, paramızın pul olduğu şu günlerde bir öğretmen maaşının ne olduğunu bilen var mı? Otuz beş yıllık öğretmenlik yaptıktan sonra aldığım emekli maaşı üç bin yüz Türk lirasıdır. Yani bu günkü kur hesabından iki yüz yirmi dolar. Bu miktar her gün azalarak elli dolara düşerse hiç şaşırmam. Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz diyenler; petrolü, doğal gazı, ilacı, arabayı, telefonu, buğdayı, hatta samanı dahi dolarla almıyorlar mı? Bu ne vurdum duymazlık, ne utanmazlıktır. Düpedüz milleti aptal yerine koymaktır.

Bakınız Atatürk dönemindeki öğretmenin saygınlığına. Ne diyor büyük Atatürk; “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır. Unutmayın ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir” diyerek gidip, öğrenci sıralarına oturuyor. Ya şimdi; Cumhurbaşkanı değil, bir kaymakamın bile, bırakın sınıftaki öğretmenden sonra gelmesini ve öğrenci sırasına oturmasını; “Hoş geldiniz” diyerek elini uzatan öğretmeni “Haddini bil” deyip sınıftan kovabiliyor. Sonra da Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun diyorlar. Atatürk döneminde, bir öğretmen yirmi sarı lira maaş alıyorken, bugün dört çeyrek bile alamıyor. Nerde kaldı öğretmenliğin saygınlığı, nerede kaldı onuru?

Bizde kutlanan günler de haftalar da, hep göstermeliktir. Bu yüzden, benim için öğretmenler günü de öyle. Öğretmene hiçbir yararı yok. Öğretmenin saygınlığını artırmıyor. Boşuna gününüz kutlu olsun mesajları atılmasın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık