• 28 February 2024, Wednesday 8:53
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

TÜRK EDEBİYATI

Edebiyat, olayları, düşünceleri, duygu ve hayalleri dil aracılığıyla ifade etme sanatı olarak tanımlanıyor. Siyasal olarak örgütlenmiş biçimde ve belli bir toprak üzerinde yaşayan, ekonomik yaşam, dil, tarih, ruhsal yapı ve kültürel yönden ortaklık gösteren geniş insan topluluğuna Ulus ya da Millet deniyor. Bir Ulusun dil, tarih, ruhsal ve kültürel ortaklığı yok ise devlet olamıyor. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, birlikteliği sağlamak için, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” diyerek halkı bütünleştiriyor. Yeni devletin resmi dilinin de Türkçe olmasını istiyor. Herhangi bir ayrım yapmıyor.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde bile ortak dil Osmanlıca olarak benimsenmiştir. Osmanlıca; Türkçe, Arapça ve Acemce karışımından doğmuştur. Oysa Osmanlı toplumu yalnızca Türk, Arap ve Acemlerden oluşmamıştır. Rumlar, Ermeniler, Sırplar, Arnavutlar, Yahudiler, Boşnaklar hepsi Osmanlı Tebaasıydılar. Yanı Osmanlı vatandaşı idiler. Hepsinin  ortak dili Osmanlıcaydı. Sarayda ve devlet kurumlarında hep Osmanlıca konuşulurdu.  Bir devletin sınırları içinde çeşitli soydan insanlar bulunabilir. Örneğin, ABD’de İngiliz, İtalyan, Fransız,  Kızılderililer(Yerlisi) yaşamaktadır. Kızılderililer okullarda anadilleriyle mi eğitilmektedir? Kimse kendi anadilini resmi dil olarak kullanmak hevesinde değildir. Fransa’da kuzey Afrika’dan gelip yerleşmiş (Pieds Noirs) Siyah Ayakların sayısı hatırı sayılır çoğunluktadır. Kendi aralarında bile Fransızca konuşurlar ve yazarlar. Albert Camus, Enrico Macias gibi. Parlamentosunda yeminler Fransızca yapılır. Kimse ana dilde yemin edeceğim diye tutturmaz.

Almanya’da 4-5 milyon Türk soylu insan yaşamaktadır. Bunların çoğu Alman vatandaşıdır.  Onların seçip, Alman parlamentosuna gönderdikleri 18 milletvekili vardır. Bu milletvekilleri ‘bizim ana dilimiz Türkçedir, biz Türkçe yemin edeceğiz’ deseler ne olur? Almanlar kıyameti göçürür ve vekilliklerini bile yok sayarlar.  Bizim ülkemizde ise Türk kelimesi ırkçılığı anımsatıyor diye yerden yere vuruluyor. Türkçe ortak dil kabul edilmek istenmiyor. Irkçılık sayılıyor. Herkes konuştuğu anadilde yemin etme, anadilde eğitim isteme hevesinde. Bu Ülkede, yalnız Kürtler ve Türkler yok ki. Ermeniler, Rumlar, Arnavutlar, Lazlar, Yahudiler, Çerkezler de var. Kürt vatandaşlara ana dilde yemin etme hakkı tanınırsa onlar da kendi dillerinde yemin etme hakkını kendilerinde görürler. Kimse birbirini anlamaz, tam bir curcuna olur. Türk Devleti yıkılır ve her toplum ayrı bir devlet kurmak için bir birine girer. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Bu çağda böyle devletler emperyalistlerin elinde oyuncak olur. Batılıların istediği de budur. Türk Devleti ortadan kalksın ki, Yahudiler vaat edilmiş topraklara yerleşebilsinler. Dicle ve Fırat’ın suladığı Mezopotamya’ ya sahip olsunlar. Büyük Ortadoğu Projesi hayal olmaktan çıksın.

Edebiyata gelince; Türkiye’de Türk vatandaşlarının yazdığı edebi yazılar Türk Edebiyatı, şiirler ise Türk şiiri olarak adlandırılır. Fransa’da yazılanlara Fransız edebiyatı, İtalya’da yazılanlara İtalyan edebiyatı denilir. Türkiye’ye gelince, Türk edebiyatı yerine Türkiye Edebiyatı denilmesi isteniyor. O zaman, Fransa edebiyatı, İtalya edebiyatı, Rusya edebiyatı mı diyeceğiz? Türk edebiyatı kelimesi bazılarını neden bu kadar rahatsız ediyor?  Yakında, Türk Devleti yerine Yeni Osmanlı Devleti demek için mi? Durum onu gösteriyor.

Türk adını bize Batılılar koymuş. Osmanlı Devletinin sınırları içinde yaşayan herkese Türk demişler. Rumlar da, Ermeniler de, Kürtler de Türk kabul edilmişler.  Türk kelimesini ırkçılık gibi gösterenlerin fikir babaları da onlardır.  Asıl amaçları bellidir. Yeni bir Sevr Antlaşması; Böl parçala ve yut.

Tarihçi yazar Eriş Ülger bir Tv. programında; “Dünya’da gidip görmediğim ülke kalmadı. Bizim ülkemiz kadar nankör ve hain yetiştiren başka bir ülke yok” demişti. Meğer ne kadar haklıymış! 27.02.2024


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık