Mehmet Oğultürk

Muhalefetin gelecekteki Cumhurbaşkanı adayı konusundaki söylentilerin sonu bir türlü gelmiyor. Bazılarının gönlünden Sayın İmamoğlu, bazılarının gönlünden ise Sayın Yavaş geçiyor. Her ikisi de Belediye Başkanı. Altılı masanın ortaklarından bazıları kazanacak aday konusunda ısrarlı görünüyor. Kazanacağını kim garanti ediyor o belli değil. Kazanacak aday dediğiniz kişi kaybederse vebal kimin olacak? Neredeyse bir yıldır aday tartışması sürüyor. Hiçbir siyasi parti üyesi olmayan birinin aday yapılması da öngörülmüyor. Önlerinde, rahmetli Ecevit’in Cumhurbaşkanı seçtirdiği bir Sayın Ahmet Necdet Sezer örneği var. Kendisini cumhurbaşkanı seçtiren Ecevit’in önüne fırlattığı Anayasa kitapçığı hala hafızalarda. Oysa tüm siyasi partiler belli bir makama getirdikleri kişilerin kendilerine biat etmelerini ister. İstedikleri yasaların noter gibi onaylanmasını bekler. Milletvekili seçtirdiklerinin de kendilerini anmadan herhangi bir yerde konuşmalarını ve fikirlerini söylemesini istemezler. İşte siyaset öyle bir şey.

Bu yüzden neredeyse yıllardır bir karara varamadılar. İktidar ise altılı masanın dağılması için altına HDP’yi devamlı itip duruyor. HDP’ye karşı olanlar frene bastıkça da kararın açıklanması zamana bırakılıyor. Beklenen son kararı 2 Martta yapacakları toplantıda vereceklermiş gibi bir hava var.

Bence altılı masa etrafındakilerin içinde en yakışanı, en uygunu bazı konularda eleştirsem de Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Bir yandan oy potansiyeli en yüksek muhalefet partisi lideri, öte yandan uzlaşmacı kimliği ile altı ayrı düşünce ve ideolojideki partileri bir masa etrafında toplayabilen kişidir. Onun sayesinde İyi Parti bu günkü konumuna erişmiştir. Diğerlerinin oy oranları tartışmalıdır. Önlerinde siyaset yapacak daha nice yılları vardır. Kılıçdaroğlu 74 yaşındadır. Devlet çarkının dönüşünü en iyi bilenlerden biridir. Artık politik hayatın sonuna yaklaşmıştır. Şayet seçilirse hem vaat ettiklerini gerçekleştirmiş olur, hem de beş yıl sonra siyasetten temelli çekilir. Zaten mutabakat metninde Cumhurbaşkanı tekrar siyasete dönemeyecektir diye de karar almışlardır.

Önlerinde zorlu bir seçim süreci vardır. İktidar hep iktidar olarak kalmayı hedeflemektedir. Bunun için her türlü oyunu oynamaya hazırlık yapmaktadır. Anayasayı ilk defa ihlal etmiyorlar. Bülent Arınç boşuna konuşmamıştır. Seçimi erteleme sinyalini vermiş bulunmaktadır. Ülkenin görüntüsü savaş halinden beterdir. Bu onların işini kolaylaştıracaktır. Milletvekilleri erteleme işini seve seve onaylayacaklardır. Bir sene daha fazladan milletvekili olarak kalsalar fena mı olur?

Tüm bu olumsuzluklara karşı, gerçekten Cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü, demokrasi ve özgürlükten yana olanların altılı masanın seçtiği adayı desteklemeleri şarttır. Yakışanı da uygunu da odur. Aksi takdirde elveda cumhuriyet, elveda hürriyet, elveda demokrasi ve hukuk, hoş geldin istibdat, hoş geldin şeriat ve saltanat.