Mehmet Oğultürk

Bir yuvarlak masa etrafında toplanıp Kurmaylarının hazırladığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi aylardır tartışıyorlar.  Bu güne kadar tam on kez toplandılar. Her toplantı sonunda ortak bir bildiriye törenle imza attılar. Yüce Atatürk’ten ve Cumhuriyetten yana olanları bir hayli umutlandırdılar. Ya siyasi taktik, ya da anlaşamadıkları için Cumhurbaşkanı adaylarını belirleyip bir türlü açıklayamadılar. Son günlerde her kafadan bir sesin çıkması ikinci şıkkı güçlendirmektedir. Eğer böyle ise Cumhuriyetçilerin hayal kırıklığına uğraması çok muhtemel.

Merak ettiğim bir şey var. Bu altılı masayı oluşturma fikri kimden gelmiştir? Sayın Kılıçdaroğlu’ dan mı, yoksa Sayın Meral Akşener’ den mi? AKP, MHP, BBP ve Vatan Partisi dışında olan ve belli sayıda oy potansiyeli olduğu düşünülen Deva, DP, Gelecek ve Saadet Partileri dışındaki partileri de davet etmişler midir? Yoksa, CHP ve İYİ partiye, diğerleri biz de size katılalım mı demişlerdir?

Son günlerde, görsel ve sosyal medyada altılı masadan değişik sesler çıkmaya başladı. Sayın Meral Akşener CHP nin kendilerine yaptığı kıyağın altında eziliyor gibi bir görüntü veriyor. Sayın Davutoğlu da ortak seçeceğimiz Cumhurbaşkanı bizim imzamız olmadan karar alamaz aksi takdirde desteğimizi çekeriz ve onu parlamento desteğinden yoksun kılarız diyerek suları bulandırıyor.  Sayın Babacan ise beni aday gösterirlerse hayır demem diyor. Sanki Cumhurbaşkanı olası var gibi bir hali var. Sayın Kılıçdaroğlu ise kendisini adaymış gibi görüp millete vaat etmediği bir şey bırakmıyor. Altılı masadaki partiler arasında oy potansiyeli en yüksek olan partinin CHP olduğu kabul edilirse, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasından daha doğal ne olabilir?

Farzedelim ki sayın Kılıçdaroğlu aday oldu ve seçildi. Millete verdiği sözleri tutabilecek mi? Yirmi yıldır ilmek ilmek örülen ucube düzeni değiştirebilecek mi? Adamların yirmi yılda yaptıklarını üç beş senede yıkabilecek mi? AKP li  hakimleri, savcıları, valileri, kaymakamları, memurları değiştirebilecek mi? Kindar ve dindar gençliği yetiştiren öğretmenleri, rektörleri, alkış tutan komuta kademesini, İmam Hatipli subayları ne yapacak? Sayın Davutoğlu alınan kararın altına imza atmaz ise ne olacak?

Millete verdiği sözleri tutamayacak ve milletin gözünden düşecek. Pişmanlık türküleri söylenmeye başlayacak ve karşı taraf davul zurna eşliğinde Çayda Çıra oynayacak. Sayın Kılıçdaroğlu’nun işi gerçekten zor. En azından, masadaki altı partinin de gönlünü alması, her birine ayrı ayrı tavizler vermesi gerekecek. Bu da verdiği sözlerin hepsini yerine getiremeyecek demektir.

Seçime aylar kala başörtüsü konusunu gündeme getirip karşı tarafa gol pası vermesini nasıl açıklayacak? Verdikleri her yasa teklifinin, önergenin kabul edilmeyeceğini bile bile neden başörtüsü yasa teklifinde bulundular? Öyle görünüyor ki,”Kabul edenler, etmeyenler, kabul edilmemiştir” sözlerini beş yılda ezberleyemediler. Hâlâ komisyonlara katılıp parmak kaldırarak AKP nin hazırlayıp komisyonlara sunduğu yasa tekliflerini meşrulaştırıyorlar. CHP lilerin ve sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun işi hakikaten çok zor. Tanrı yardımcıları olsun! 19.01.2023