• 02 October 2020, Friday 9:38
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

DOĞA VE İNSAN

Kuleli Askeri Lisesinde okurken  Ali Rıza Korap adında bir felsefe öğretmenimiz vardı. Bir gün bize insanı tanımlarken “İnsan, sırtüstü yatan, gülen ve düşünen bir hayvandır.” demişti. Gerçekten hayvanlardan en önemli farkımız düşünmek-tir. Buna karşın, en vahşi hayvanlardan bile daha vahşi ve bencil olduğumuzu, kendimizden başkasını düşünmediğimizi kabul etmeliyiz. Hayvanlar karınlarını doyurduktan sonra zevk için bir başka hayvana, canlıya kendisini tehlikede görmedikçe saldırmıyor. Oysa insan, ihtiyacı olmadığı halde, zevk olsun diye öldürüyor.Av partileri düzenliyor. İnsanları da, hayvanları da durmadan katlediyor. Bakın, dünyada yaşayan insanlar hiç durmadan birbirlerini öldürmek ve yok etmek için yıllarca savaşmışlar ve savaşmaya da hala devam ediyorlar. İnsanı  ve  hayvanı modern silahlar kullanarak öldürüyorlar.  Benim gibi düşünmüyor, benim dini inancımı kabul etmiyor, bana yol vermiyor, başını örtmüyor, bana ihanet ediyor diye insan tarafından bir yılda öldürülen bilim adamlarımız, kadınlarımız ve kızlarımızın sayısı binleri aşıyor. Tekbir getirerek öldürenler bile var. Son altı yılda sadece Ülkemizde öldürülen kadınlarımızın sayısı iki bin yüz yirmi bir.

İnsanı, hayvanı silahla  öldüren insan. Doğayı ise, teknolojiyi silah gibi kullanarak durmadan öldürüyor. Bir gram altın için Kaz dağlarında milyonlarca ağacı yok ederek toprağı çölleştiriyor ve yaşam için vazgeçilmez olan suları  zehirliyor.  Doğanın Ekolojik dengesini de bozuyor . Yalnız Kaz Dağları mı ? Anadolu’nun birçok bölgesinde durum farklı değil.

Çocukluğumda dağlarımızda, ormanlarımızda, keklik, yaban ördeği, çulluk, sarı kuş, çakal, tilki, karatavuk ,tavşan ve domuz yaşardı. Şimdi domuz ve tavşandan başka bir hayvana rastlanmıyor. Çoğunun  nesli tükendi. Birer birer yok oldular. Ağaçlarımız meyve vermez, sebzelerimiz ilaçsız yetişmez oldular. Her yıl bir ton yağ elde ettiğimiz zeytinlerimizden, bir kilo bile yağ alamıyoruz. Neden?

Teknoloji geliştikçe, doğamızın ekolojik dengesi bozuluyor. İnsan yaşamı için vazgeçilmez olan elektrik ve kimyasallar için kullandığımız yollar, metotlar doğamızı ve dolayısıyla hayatımızı tehdit ediyor. Polonya’nın hurdaya çıkardığı termik santralları  sökerek  ülkemize getirtip yeniden kurdurduk. Bu santrallerin insanımıza ve doğamıza verdiği zararın bedeli, elde ettiğimiz  enerji bedelinden çok daha fazladır.

İster termik olsun, ister termal olsun doğamıza verdiği zarar, kullandığımız araçlardan çıkan gazlar ve evlerimizde kullandığımız fosil yakıtlarlarla  birleşerek daha da büyümektedir. Kendi ellerimizle dünyamızın sonunu hazırlamaktayız.

Mutlaka elektriğe ve kimyasallara ihtiyacımız var. Ancak onları elde ederken ve kullanırken doğanın dengesini bozmamalı, ekolojik dengeyi yok etmemeliyiz.

Günümüzde  gelişmiş ülkeler, bu tip santrallerin verdikleri zararları yaşadıkları için, birer birer söküyorlar ve bizim gibi ülkelere kakalıyorlar. Bir taşla iki kuş vuruyorlar. Almanya daha şimdiden kullandığı enerjinin 0 unu Güneş’ten elde ediyor. Hollanda ise rüzgardan. Onların Ülkesinde üç beş ay görünen güneş bizim Ülkemizde yılın on iki ayında eksik olmuyor.

Sadece, Muğla ilimiz sınırları içinde üç termik santral birden faaliyette. Bu santrallerden etrafa yayılan üstümüze çöken zehirli atıklar, ağır metaller, toz ve partiküller yaşama sürelerimizi kısaltıyor.Yediğimiz meyveyi sebzeyi, içtiğimiz suyu zehirliyor. Kanser ve KOAH tan ölenlerin sayısı bilinmiyor.

Buna rağmen, yöneticilerimiz ısrarla bu santralleri koruyor, kolluyor ve zenginliklerine zenginlik katıyorlar. İnsanların ve doğanın ahını alıyorlar. İnsanlar belki öcünü bu dünyada alamıyor ama doğa hiç affetmiyor. Baksanıza bir virüs çıkıyor tüm dünyada yaşayan insanları fark gözetmeden bir hizaya getiriyor. Bizi yönetenler de bir gün anlayacaklar, sıranın kendilerine de geleceğini öğrenecekler. Ama iş işten çoktan geçmiş olacak.

 

.

 

 

.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık