• 07 March 2022, Monday 8:17
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

 ELEKTRİĞİ Mİ, YOKSA SUYU MU TERCİH EDERSİNİZ?

1 Mart 2022, biz İkiz Köylüler için çok önemli bir gündü. Zira yıllardır kesilmesin diye mücadele ettiğimiz AKBELEN ormanının keşif günüydü. Muğla 1. İdare Mahkemesi;  AKBELEN’i, kömür çıkarması için, ya Yeniköy Kemerköy (YK) Enerji Şirketine teslim edecek, ya da ‘bu orman İkiz Köy için hayati önem taşımaktadır kesilemez’ diyerek Tarım Orman Bakanının verdiği izni iptal edecektir.

Şirketin temsilcileri; özellikle keşif günlerinden kısa bir süre önce, mahkeme heyetini etkileyebilmek için bazı basın organlarına beyanatlar verip haberler yaptırıyorlar. “Elimizde altı aylık kömür stoku kaldı. Bu stok eriyince, özellikle Aydın, Denizli ve Muğla’ya, belki de tüm Ege bölgesine elektrik verilemeyecektir” diye aba altından sopa gösteriyorlar. İstihdamdan bahsediyorlar. “İki bin kişi buradan ekmek yiyor” diyorlar. Orman Bakanlığı ile bir milyon ağaç dikme konusunda anlaşma yaptıklarını söylüyorlar. Doğaya saygı duyduklarını ifade ediyorlar. Su kaynaklarının etkilenmeyeceğini iddia ediyorlar.

İkiz Köylüler ise “AKBELEN ormanı bizin yaşam kaynağımızdır. Sularımızın depolandığı yerdir. Hayvanlarımızın yemlendiği, havamızın temizlendiği yerdir. Pek çok canlının barındığı yerdir. Tüm Bodrum yarımadasının suyunu temin eden kuyuların beslendiği yerdir. Çevremizdeki ormanların neredeyse tamamı geçen yıl yanmıştır. Bu ormanın değeri bilinmelidir. Bu yüzden bu ormanı, bu doğayı feda edemeyiz. Havamızı suyumuzu zehirleyen ve pek çok köylümüzün kanserden ölmesine neden olan santrallerin ve kömür ocağının artık kapanması gerekmektedir.  İklim krizi nedeniyle Dünyadaki termik santraller birer birer kapatılırken, bizde neden ısrarla kırk yıl daha çalıştırılmak istenmektedir? Daha kaç insanımızın genç yaşta ölmesi gerekiyor? Tutturmuşlar Kamu yararı diye. Burada yaşayan on binlerce insan kamudan sayılmıyor mu? İnsafsızlıktır bu. Vicdansızlıktır bu. AKBELEN için adalet, zeytin ağaçlarımız için adalet, sularımız için adalet, havamız için adalet” diye haykırıyorlar.

 KARDOK yönetim kurulu üyelerinden sayın Halil Şallı, Hâkimden söz istiyor. Kendisine söz verilince de; ”Sayın Mahkeme heyetine ve şirket temsilcilerine, şu soruyu sormak istiyorum. Issız ve susuz bir adada yapayalnız yaşasanız, sizden ikisinden birini tercih etmenizi isteseler, elektriği mi yoksa suyu mu tercih edersiniz? Yine, sizin evinizin bahçesindeki bir ağacı birisi gelip keserse tavrınız ne olur? Şirket bizim bahçemizdeki ağacımızı kesmek istiyor. Yöneticiler ise, mevcut kanunları yok sayıp yönetmelik hazırlıyorlar. Kömür için zeytinlerimizin de kesilip yok edilmesine izin veriyorlar. Biz, buna engel olmaları için hukuka ve hukukçulara güvenmek istiyoruz. Elektriksiz yaşamak mümkündür, ama susuz, havasız asla. Atalarımız 1980’li yıllara kadar elektriksiz yaşamış, çıra ışığında vakitlerini geçirmişler. Elektrik için ölelim mi? Ölülerin ne elektriğe,  ne suya, ne havaya ne de ışığa ihtiyacı vardır” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Umarım, bilirkişiler ve mahkeme, vicdanlarının sesini dinlerler. Kimseden korkmadan, çekinmeden karar verirler. Şirketin yetkililerini değil, KARDOK temsilcilerini haklı bulurlar. Issız adada, su yerine elektriği tercih etmezler. Bekleyip göreceğiz.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık