Mehmet Oğultürk

Neredeyse iki yıldır muhalefet erken seçim türküsü söylüyor. Bir gün Bahçelinin iki dudağından “hadi seçime gidiyoruz” cümlesinin çıkmasını bekliyor. Çünkü daha önceki erken seçimlerin tarihini hep Bahçeli belirlemişti. 2000 yılındaki Ekonomik krizin Rahmetli Ecevit’ i saf dışı bırakacağını ve kendisinin seçimi kazanacağını umut ederek hadi erken seçime demiş ve 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan erken seçimde MHP dahil, DSP, ANAP ve DYP baraj altında kalarak parlamentoda temsil edilememişlerdi. Oysa ki, koalisyonun en büyük ortaklarından biriydi. Ama, umduğunu bulamadığı gibi  seçim barajının da altında kalmıştı.

Rahmetli Demirel’ in “İktidarları tencere götürür” sözü bir kere daha gerçekleşmişti. Şimdi yine ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve çaresizlik ülkenin üzerinde kara bulutlar gibi dolaşıyor. Tencereler bom boş, odalar loş, battaniyeler diz üstünde, halkın feryâd-ı figanı arşa çıkmaktadır. Bunu çok iyi bilen Bahçeli bir kez daha erken seçim sözünü ağzına alamaz. Muhalefet hayal kurmasın. O, kendisinin siyaset dünyasından bir daha gelmemek üzere gideceğini çok iyi bilir. Siyasi hayatını mümkün olduğunca uzatmak isteyecektir.

Rahmetli Özal “Seçimlerden önce zam yapacak kadar enayi miyim” demiş, seçimden sonra da zamları arka arkaya sıralamıştı. Bunlar zam üstüne zammı gün aşırı, hatta sabahtan akşama güncelleme adıyla karşımıza çıkardıklarına göre değil erken seçimi, zamanında seçimi bile yapmayabilirler. Bu yüzden iktidarda olanların bu şartlarda seçime gitmeleri kendilerinin intiharı olur. Bunu çok iyi bilen Bahçeli ve ortakları seçime gidemezler. Muhalefetin erken seçim beklentisi nafiledir. Boşuna beklemesinler. Vaktinde seçim dahi şüphelidir. Anayasanın 78. Maddesine göre Olağanüstü hal ya da savaş halini ileri sürerek seçimi erteleyebilirler. Bunlar her şeyi göze almışlardır. Yoksa sabah akşam her şeye zam (güncelleme) yapabilirler mi? Siz istediğiniz kadar seçimleri erteleyemezler deyin. Meclisteki milletvekilleri severek ve isteyerek seçimi erteleme kararını vereceklerdir. Fazladan bir yıl daha vekillik yapsalar fena mı olur?

Adaletin olmadığı, muhalefet edenlerin hapislere atıldığı, karşı medyanın cezalandırıldığı, muhalefete her türlü hakaretin yapıldığı, en küçük bir eleştiriye bile tahammül edilemediği ve hapisle cezalandırıldığı, buna karşın tüm sivil toplum kuruluşlarının buna seyirci kaldığı bir ülkede sandık gelse ne olur, gelmese ne olur. Totaliter rejimlerde sandıktan hep iktidardakiler çıkar. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Sandık onları meşrulaştırmaktan öteye bir işe yaramaz.

Ben bir şeyi çok merak ediyorum.  Demokrasi tramvayından inme vakti geldiyse ve sandık bir daha gelmemek üzere depolara kaldırılırsa veya YSK seçimi iktidar partileri kazanmıştır diye ilan ederse; muhalefet ne yapacak? Bizim kitabımızda sokak yazmaz, şuna buna izin vermeyiz demeye devam mı edecekler? Gidişat hiç de hayra alamet değil. Baksanıza Devlet işini gücünü bırakmış, tüm imkânlarını bir Belediye Başkanını izlemek için seferber ediyor. Hava Limanı çökmüş umurlarında mı? Nasıl olsa bir suçlu bulurlar. Bay Kemal ne güne duruyor!

Tramvayın son durağa varmasını sabırsızlıkla bekliyorlar.  Niyetlerini okumak hiç de zor değil. Bizleri güzel günler beklemiyor. Umarım, aklımdan geçenler olmaz.