• 28 November 2020, Saturday 8:49
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

GÜÇLENDİRİLMİŞ  PARLAMENTO  VE YENİ ANAYASA

Türkiye Cumhuriyetinin ilk ANAYASASI  20 Ocak 1921 Anayasasıdır. Osmanlı’dan sonraki ilk yasa olduğundan adı  da Osmanlıca olarak kullanılmıştır. Teşkilat-ı Esasiye. 24 Maddeden oluşmuş sade ve basit bir anayasadır. Kurtuluş Savaşı Sırasında uygulanmıştır. Devletin temelini atan yasadır.

Bu yasa ,  20 Nisan 1924’de bazı maddeleri değiştirilerek yeniden düzenlenmiştir. 10 Nisan 1928’de 2nci maddedeki Devletin dini  islamdır ibaresi kaldırılmış ve laiklik ilkesi benimsenmiştir. Yine vekillerin yemin metinlerindeki vallahi kelimesi yerine  “Namusum üzerine söz veririm “şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. Vekillerin görevleri arasında sayılan “Ahkam-ı  Şeriye nin tenfizi (Dinsel hükümlerin yerine getirilmesi) ibaresi anayasadan çıkartılmıştır. 5 Aralık 1934’te yapılan düzenleme ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren ve seçmen yaşını 18 den 22’ye çıkaran hükümler eklen -miştir. 5 Şubat 1937’de Cumhuriyet Halk Partisinin  altı ilkesi, “Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılâpçılık”, anayasanın  2nci maddesine eklenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri belirtilmiştir. 10 Ocak 1945 ve 24 Aralık 1952’de yapılan düzenlemelerle de  anayasanın dili üzerinde değişikliler yapılmıştır.

27 Mayıs 1960 darbesi sonucunda  düzenlenen 1961 anayasası ile özgürlükler, sosyal haklar ve çağdaş yaklaşımlar gibi mükemmel sayılabilecek haklar hükme bağlanmıştır. Ancak siyasiler bu yasanın çok bol geldiğini belirterek serzenişte bulunmaya başlamışlar,  ancak herhangi bir değişiklik yapamamışlardır. Ta ki, 12 Eylül 1980 tarihinde yapılan darbe ile mevcut anayasa ortadan kaldırılabilmiştir. 1982 anayasasıyla da birçok konuda kısıtlamalar yapılmış, bol gelen yerleri kırpılmış ve  Devletin laiklik ilkesi ilk kez bu anayasa ile zedelenmiştir. 1924 ve  1961 anayasasının hükümleri çaktırmadan ve yavaş yavaş siyasilerin isteği doğrultusunda aşındırılmıştır. Bir çok hükmü değiştirilen bu anayasayı bile yeterli görmeyen  siyasilerden bir başbakan çıktı ve  “Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” dedi. Kimseden ses çıkmadı. Sonra bir başka başbakan çıktı ve “iki ayyaşın  yaptığı yasa sizin için muteber oluyor da , inancın emrettiği bir gerçek bir vakıa niçin sizler için reddedilmesi gereken bir olay haline geliyor?” dedi ve unutulup gitti. Kimleri kastettiğini herkes çok iyi biliyordu. Oysa, 5816 sayılı Kanun  halen yürürlükteydi.  Uyulmadığı gibi bu kanunun yürürlükten kaldırılmasını isteyenlerin  sesleri artık daha gür çıkmaya başladı. 5816 sayılı kanunu kaldıralım, herkes istediğini söylesin, istediğini yapsın diyen sözler moda oldu. Hiçbir savcı hareket edemedi. Ama, mevcut Cumhurbaşkanını , teveet atarak  eleştiren bir çocuk sabaha karşı gözaltına alındı. Nerede kaldı  Anayasa ? Anayasaya göre her vatandaşın izin almadan gösteri ve yürüyüşü yapmaya siyasileri eleştirme hakkına sahiptir. Hele, bir yürüyün, eleştirin de  görelim. Madenciler yürüyebildi mi, işçiler yürüyebildi mi, kadınlar, avukatlar yürüyebildi mi ?

 “Madem ki Cumhurbaşkanı bu anayasaya uymuyor, öyleyse anayasayı Cumhurbaşkanına uyduralım “ diyen bir siyasiyi ne çabuk unuttuk ? 1982 anayasası da böylece  çöpe gitti. Hiçbir kimseden bir ses çıkmadı; ne hukukçulardan, ne üniversitelerden, ne yazar çizerlerden. Hoş çıksa da dinleyen kim ? Böylece, mevcut  parlamenter sistem etkisizleştirildi. Ucube bir anayasa ortaya çıktı. Bu yasa ile yönetilen ülkemizin geldiği durum karşısında, muhalefet partileri sözcüleri yeni bir anayasadan bahsediyorlar. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi yeniden inşa edelim diye her gün medyada boy gösteriyorlar. Bence, boşuna . Mevcut Parlamenter sistemi bu hale getirenlere ne yapabildiler. Meşrulaştıranlar  onlar değil mi?

 

Uyulmayacak bir anayasa yapsanız ne yazar, yapmasanız ne yazar.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık