Mehmet Oğultürk

CHP’den İzmir milletvekili yapılan Mehmet Ali ÇELEBİ bir partiden ötekine koşar adımlarla gidiyor. Önce CHP’den ayrılıp Sayın Muharrem İnce’nin Memleketinde yer alıyor. Bir süre sonra O’nu da terk ediyor.  Şimdi sıra AKP saflarında.  Bakalım oradan nereye uçacak. Her halde, önümüzdeki seçimde de milletvekilliğini garantiledi. Milletvekilliği olmasa da Büyük Elçilik onu bekliyordur.

Atatürk’ün askeri olmaktan utanç duymuş olmalı ki, artık O’na hakareti görev edinmişlerle birlikte kol kola gezebiliyor. Orada ne kadar kalacak Tanrı bilir! Bir zamanlar bir Afyon Milletvekili vardı; tıpkı onun gibi bir partiden ötekine yelken açardı. Adı Kubilay idi.  Sonra Fırıldak KUBİ oldu.  Bir Fırıldak daha ortaya çıktı. Fırıldak ÇEBİ.

Benim de bir zamanlar feyiz aldığım okullardan böylesi fırıldak birinin çıkacağını hiç beklemezdim.  Kendisinin CHP’den ayrılırken söylediklerini daha dün gibi hatırlıyorum.  CHP’yi eleştirirken;  CHP’nin artık Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı bir parti olmadığını, her geçen gün fabrika ayarlarından uzaklaştığını söylemişti. Ben de ona hak vermiştim. Galiba teğmen Çelebi haklı demiştim.  Sayın KILIÇDAROĞLU’ nun, tıpkı RTE gibi, seçim öncesi ABD’ye gitmesini ve başörtüsünü yeniden gündeme taşımasını eleştirmiştim.

Meğer, teğmen ÇELEBİ karşı safta yer almak için rol yapıyormuş. Davranışı bir askere hiç yakışmamıştır.  Ya hastadır ya da 1283 numaralı Harbiyeli ile aynı sıralara oturmamıştır. Daha dün, Atatürk’ün askeriyim diye haykıran bu adam nasıl oluyor da, Yüce Atatürk’e her gün sövenler ve hakaret edenlerle yan yana oturacaktır? Keşke bağımsız kalıp onurunu korusaydı. Bir askere o yakışırdı. Yazık…

Böylesi fırıldakları, milletvekili yapanların hiç mi kusuru yok? Adamı çok iyi tanımadan karar veriyorlar. Bize oy getirir, ya da bizim sözümüzden çıkmaz diye düşünüyorlar herhalde.

 Bu gibi ihanetlere uğramamak için yasalarımızda çok önemli değişiklikler yapılmalı. Milletvekillerini parti genel başkanları değil halk seçmeli. Tercihli oy pusulası sistemi yeniden uygulanmalı. Her milletvekili seçildiği İlin yerlisi olmalı. Hiç yüzünü görmediğimiz, tanımadığımız biri bizim adımıza karar vermemeli.  Vekillerin alacakları maaş ve yollukların miktarını asiller belirlemeli. Seçildiği partiden istifa edip ayrılanlar milletvekilliğinden de istifa etmiş sayılmalı. Çünkü, kendilerine oy verenlere ihanet etmiş oluyorlar. Hainler milletvekili olmamalı. Benim düşündüğümü, benim istediğimi, benim beklentilerimi yerine getirsin diye oyumu alan kişi bir başka partiye geçip benim adıma konuşamamalı. Asiller emekli olmak için 25-30 yıl beklerken, vekiller 2 yılda hem de vekil maaşıyla emekli olmamalı. Milletvekilliği bir meslek değil, temsilciliktir. Bu gün varsın, yarın yoksun.

Hadi hayırlısı, Cumhuriyet tarihimizde ikinci fırıldağı da gördük. Tanrı bizi üçüncüsünden korusun.