Mehmet Oğultürk

Şehirlerde en büyük sorun trafik ve park yeri. Araç sayısı her geçen gün artıyor ama sokaklar caddeler ne uzuyor ne kısalıyor ne de genişliyor. Yerinde duruyor. Eski Milas sokakları oldukça dar. Yeni açılan caddeler ve sokaklar da yetersiz. Sanayi bölgesi dersen daha da beter. Adım atacak yer yok. Hele motosikletler o kadar çoğaldı ki trafiği adeta felç ediyor. Bazen öndeki aracın sağından, bazen solundan bazen de iki aracın arasından fırlayıp önündeki aracın önüne geçiveriyor. Arkadaki araç zorunlu olarak frene basıyor. Öndeki araç ile durma mesafesi sıfırlanıyor. Bu da ister istemez kazalara sebep oluyor. Oysa Trafikte önemli bir kural vardır. Bir aracın önündeki araçla arasındaki mesafe aracın süratinin yarısı kadar olmalıdır. Yani aracınız yüz km/saat hızla gidiyorsa öndeki araçla aranızda tam elli metre mesafe olmalıdır. On km/saat ise beş metre. Bu kurala uyan motosiklet sürücüsü var mı? Ben hiç sanmıyorum.

Son yıllarda motosiklet sayısı o denli arttı ki sokak ve caddeler yetmiyor. Yaya kaldırımları motosiklet parkuru gibi. Atatürk ve Halil Bey Bulvarları Muğla Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda.  Her ne hikmetse Büyük Şehir Belediyesi kaldırımları kaldırım olmaktan çıkardı ve yol seviyesine indirdi. Kaldırıma ayrılan alan genişletildi yollar ise tek şeride indirildi. Araçlar kaldırımlara çıkmasınlar diye yol kenarlarına Büyük Şehir amblemli Alüminyum korkuluklar dikildi. Baktılar ki korkuluklar araçlar tarafından tahrip ediliyor kırk eli santimetre içeri alındı. Güya tek taraflı bisiklet yolları yapıldı ama bisiklet kullanan kimse yok.  Trafikte sıkışan motorcu kardeşim kendini kaldırıma atıyor. Okullara artık yürünerek gidilmiyor. Kız erkek her öğrencinin altında son model birer motor var. Okulların etrafı motosiklet parkı. Tek şerit olan bu bulvarlarda Ambulanslara geçit yok. Çünkü öndeki aracın çekileceği yer yok. Işıklı kavşaklarda araç kuyruğu bir kilometreyi buluyor. Yeşil ışık yandığında bekleyen araçların üçte biri ancak geçebiliyor. Diğerleri yeniden yeşil yanıncaya kadar beklemek zorunda kalıyor. Çevre yolunda ise kamyonlar saatte yüz Km. ile ilerliyor. Ören yolu ise tam bir rezalet. Dakikada beş altı kamyon arka arkaya sıralanıyor. İki şeritli ve bol virajlı bu yolda kamyonlar küçük arabalarla adeta yarışıyor. Seksen ya da yüz kilometre saat sürat yapabiliyor. Onları sollayıp geçmek çok büyük tehlike yaratıyor. Peki, çözüm nedir derseniz. Cadde ve sokakları yeniden dizayn edemeyeceğimize göre mevcut durumda kullanmaya devam edeceğiz. Bana göre Milas’ın bir ucundan öbür ucuna en fazla 4 kilometredir. Gençler yürümeli. Yaşlılar da toplu taşıma araçlarını kullanmalı.  Şehir merkezine sabah saat 8 ile akşam saat 22 ye kadar ambulans, itfaiye ve resmi araçlar ile toplu taşıma araçları dışında araç sokulmamalı. Yollar ve sokaklar sadece motosiklet sürücülerine tahsis edilmeli. Bu işte şehir plancılarının vebali büyük. Yeni açılan Sokak ve caddelerde bile trafik sorun oluyor. Özellikle Kamu kurumlarında otopark alanları geniş tutulmalı. Nüfusun ve araç sayısının artacağı hesaba katılmalı. Motor sürücülerinin trafik kurallarına uymaları sağlanmalı. Yaya kaldırımları yükseltilmeli ve mutlaka yayalara tahsis edilmeli. Kaldırımlar araç park yeri olmamalı.

Görüş ve önerilerimi beğenmeyen ve yanlış bulanlar olabilir. Onlara saygı duyarım. O zaman kendi öneri ve düşüncelerini belirtmeliler. Sadece eleştirmek ve muhalif olmakla bir yere varılmıyor. İmam bildiğini okuyor. 04.06.2025