Mehmet Oğultürk

“Bedava  yaşıyoruz bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, sinemaların kapısı, camekanlar bedava;  Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz  bedava.”  Büyük şiir ustası Orhan Veli Kanık kısacık ömründe bize çok güzel şiirler bırakıp gitmiştir. Bunlardan biri de yukarıdaki “Bedava”dır.

Yaşadığı çağı ne de güzel ifade etmiştir. O günlerden bugüne devir devran değişmiş her şey alt üst olmuş ve bedava bir şey kalmamıştır. Hava bedava değil, bulut bedava değil, zehirlenip erkenden ölüyorsun, ömürden veriyorsun. Yağmur çamur bedava değil sellerde sularda boğuluyorsun. Dere tepe bedava değil, istediğin yere çadır bile kuramıyorsun. Sadece otomobillerin dışını, sinemaların kapısını, camekânların içini seyredip yalanmak bedava. Peynir ekmek, acı su ateş pahası. Kelle fiyatına hürriyet yok artık. Esirlik bile dünya parası. 

Medeniyet dediğin öyle bedava bir şey değil. Yol su elektrik, köprü tünel, vapur tren, eğitim öğretim hatta adalet bedava değil. Et, ekmek, domates biber, kavun, karpuz, sebze meyvenin yanından geçmek yasak.

Hele hak aramak var ya hak, fakire göre değil. Paran yoksa hakkın da yok. Bakmayın siz Anayasaya, Babayasaya, eşitlik ilkesine, kardeşliğe;  paranız var ise baş tacısınız. Her şeye hakkınız var. Yaşam için vazgeçilmez olan ormanları korumak da paranız varsa mümkün.

AKBELEN ormanlarındaki haklarımızı korumak için açtığımız davalarda üçüncü kez bilirkişi keşfi yapılıyor. Üçüncü kez para isteniyor. Birinci keşifte 8419,90, ikinci keşifte 10419,90 Türk lirası istediler. Birinci keşifte usulsüz hakim atanmasında, ikinci keşifte Bilirkişi raporlarının yetersiz olmasında biz davacıların hiç bir kusuru yoktur. Bilirkişileri davacılar seçmiyor.  Hiçbir kusurumuz olmadığı halde bir dava için üçüncü defa keşif kararı alınıyor. Bu Mahkemelerin gayrı ciddi çalıştığının en büyük delilidir. Son keşifte ise yine bilirkişi ve keşif harcı için 18571,90, posta avansı olarak da 500 Türk lirasını hem de bir hafta içinde mahkeme veznelerine yatırmamız isteniyor.

Bu parayı yatıramazsak ne olacak? Muhtemelen üçüncü keşif yapılamayacak ve hakkımızı arayamayacağız. Hem de hiçbir kusurumuz olmadığı halde.

Hakların en önde geleni ve kutsalı yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı için korunması gereken Ormanlarımızı, koruması gerekenler yerine bizler korumaya çalışıyoruz. Bu da bedava değil, parayla oluyor.

Hani hava bedava, bulut bedava, dere tepe bedava, acı su, yol, köprü, tünel bedavaydı. Ne yazık ki Ormanları ormancılardan korumak bile parayla. Paranız yoksa dava açamıyorsunuz, hakkınızı da arayamıyorsunuz. Demek ki fakirin yaşam hakkı da dava açma hakkı da yok.

Şair bu günlerde yaşasaydı eğer, böyle bir şiiri asla kaleme alamazdı. Gerçi bu şiirde biraz da kinaye var.