Mehmet Oğultürk

24 Haziran 2021 tarihinde yazdığım gazete yazımda söylediklerim bir buçuk yıl sonra gerçek oldu. Altı ayaklı masanın bir ayağı kırıldı. Kırılan yalnız masanın ayağı değil milletin geleceği de ümidi de kırıldı. Meral Hanım, seçimlere aylar kala yemek yediği tabağın içine etti. Hem de Cumhuriyet Halk Partisinin iki Belediye Başkanına aday olun diyerek. Başka bir partinin üyelerine aday olun demek hiç de etik değildir. Demek ki kendisine ve partililerine güvenip bir aday çıkaramıyordu.

Bu Meral Hanımın ilk kıvırtması değil. Siyasete Doğru Yol Partisinde başlayan Meral Hanım, bir ara AKP saflarında göründü sonra da MHP ye geçti. MHP den kovulunca da İYİ Partiyi kurdu. Ne var ki partisi seçimlere girebilme şartını taşımıyordu.  Sayın Kılıçdaroğlu imdadına yetişti. On beş milletvekilini Meral Hanıma borç verdi. Böylece seçimlere katılabilme şansını yakaladı. Üstelik oy desteği ile ilk seçimde kırk dört milletvekilliğini hediye etti. Ona bu desteği ne İmamoğlu ne de Yavaş verdi. Bu tamamen sayın Kılıçdaroğlu’nun iradesi ile oldu.

Hal böyle iken, sayın Kılıçdaroğlu seçilecek aday değildir diyerek tam bir nankörlük örneğini sergiledi. Kılıçdaroğlu’nun alevi oluşu mu, başörtüsü yasa teklifi mi, beşli çeteye meydan okuyuşu mu yoksa Emperyalist ABD ye gidişi mi seçilmesine engeldi? İmamoğlu veya Yavaş’ın seçilebilir olduğunu kulağına ilahlar mı fısıldamıştı?

 Bir de başbakanlığa adaymış. Hadi oradan! Bu millet sözünde durmayanları, yalan söyleyenleri ve ihanet edenleri (RTE hariç) sevmez.  Cumhurbaşkanı adayı olduğunda aldığı oy idi. Bu içinde benim de oyum vardı. Atatürk’ün yoktan var ettiği Türkiye Cumhuriyetine bir bayan Cumhurbaşkanı çok yakışırdı. Ne yazık ki hiç de layık değilmiş.

Aslında, Meral Hanım, “ Zevzek” kelimesini kullandığı gün benim için bitmişti. Türk Ordusunun çok değerli emekli komutanlarını Zevzekler diyerek aşağılamıştı. Bu komutanların her biri kırk yıldan fazla bu millete hizmet etmiş, Devletin bekası için hayatlarını hiçe saymışlardı. Onların ayaklarına elektronik kelepçe takanlarla aynı düşüncede olduğunu bu sözüyle kanıtlamıştı.

Meral ablam politik intiharı tercih etmiştir. Ne yapalım, kendi seçimidir. Bunun böyle olacağı belliydi. Altılı masaya ihanet etmem diyordu. Tam bir politikacı sözüydü. Politikacılar ne diyorsa tam tersini yaparlar. Bu hep böyle olmuştur. Yazık hem de çok yazık! 04.03.2023