• 20 July 2020, Monday 9:55
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

BAYRAK

“Bayrak bir Ulusun onurudur, şerefidir. O nedenle, özenle korunmalı, saygı ile selâmlanmalıdır. Eğer bir Ulusu aşağılamak, ona hakaret etmek isterseniz Bayrağını ayaklar altına alır ezersiniz, ya da üzerine benzin döküp yakarsınız. Oysa, Ulusların onurlarını ayaklar altına almak doğru değildir. Her Ulusun  bayrağı, onları yöneten siyasilerin düşmanca tavırlarını temsil etmez” diyen öğretmenlerimiz vardı.

 Başkomutan ve Başöğretmen Atatürk’ e, 9 Eylül 1922’de  İzmir’e  ilk geldiğinde,  ikâmet etmesi için  Karşıyaka’daki İplikçizade Köşkü tahsis edilmişti. Zira, işgal yıllarında  Yunan kralı da bu köşkte  kalmıştı. Atatürk, Karşıyakalılar tarafından kendisine dinlenmesi için tahsis edilen bu köşke  girerken, merdivenlere serilmiş bir yunan bayrağı görüp: “Nedir bu demiş?” Karşıyakalılar da kendisine; “Yunan kralı bu köşke girerken merdiven basamaklarına serilmiş Türk Bayrağını çiğnemişti Paşam”  diye cevap vermişlerdi.

Gazi kaşlarını çatmış ve; “O hata etmiş. Ben bu hatayı  tekrar edemem. Bayrak bir Milletin şerefidir onurudur, ne olursa olsun yerlere serilemez ve çiğnenemez, kaldırın onu” demiş.

Bayrağa böyle değer veren bir Ata’nın torunları olan bizler, yıllarca, resmi tatil ve Milli Bayramlarda  İstiklâl Marşı eşliğinde Şerefli Bayrağımızı göndere çeker ve diğer günlerde de törenle gönderden indirirdik. Milli Bayramlar dışında halk  evinin balkonuna, damına, dükkanının kapısına, camına  bayrak asmazdı. Sokaklarda, dağda bahçede, bayırda bayrak asılmazdı. Her önüne gelen bayrak asamazdı. Çünkü bir bayrak Kanunu ve buna bağlı olarak bir  tüzüğü vardı. Bu tüzüğe uygun bayrak asılmalıydı. Bu nedenle herkese, her yere bayrak asamaya  da  izin verilmezdi.  

 Ne var ki, 14.07.1999 tarih ve 4409 sayılı Kanunun 1. Maddesinde; resmi tatil ve Milli Bayramlar dışında da Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Türk Bayrağı sürekli çekili kalır hükmüne  yer verildi, Bayraklar  da direklerde solmaya, çürümeye, kirlenmeye, yırtılıp  parçalanmaya   başladı. Ne yazık ki böyle rengi solmuş, yırtılmış, kirlenmiş bayrakları her yerde görmeye başladık.  Dağa taşa, evlerin balkonuna , bağ bahçe evinin damına, petrol istasyonlarına, kara yolları kenarlarında sebze meyve satanların çardaklarına bile asılan bayraklar, Bayrak Kanununa ve Tüzüğüne uymamaktadırlar. Bayrağın saygınlığını da, Ulusun onurunu da  zedelemektedirler. Bayrak Kanunu ve tüzüğüne uymayan, aylarca hatta yıllarca asılı kalan rengi solmuş, yırtılmış, kirlenmiş  Bayrakları görünce içim cız ediyor.  Bayrak Kanunu ve Tüzüğünü uygulamakla yükümlü olanların görevlerini  yapmalarını  istemek, benim olduğu kadar, her yurttaşın hakkı ve  görevidir.

 Ne demiş Mithat Cemal Kuntay:  “Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa Vatandır.”

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık