• 26 September 2023, Tuesday 13:00
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

ÇADIR DA ÇADIR

Dün Jandarma, özel mülkiyete giden yolu arabayla kapatmış, geçmeme engel oldu.  Jandarmanın biri, arabamın etrafında dört dönerek içerisinde ne var yok adeta fotoğrafını çekti. Bu yolu neden devamlı kapatıyorsunuz diye sordum.  Aldığım yanıt ilginçti. Arabanızda çadır var mı dedi? Bu yaşıma kadar polisin ya da jandarmanın arabalarda çadır aradığını ne gördüm, ne de işittim. Ya silah ya da uyuşturucu araması yaparlardı.  İlk defa çadır araması yapıldığına tanık oldum. Çadır denen nesneyi arabada bulundurmanın suç olduğunu da böylece öğrenmiş oldum. Arabamda çadır olmadığına kanaat getirdikten sonra yolu açtılar.

Bu çadır arama emrini, jandarmaya kim verdiyse yasal dayanağını da göstermesi gerekmez mi? Hangi yasanın, hangi maddesinde arabada çadır taşımanın suç olduğu yazıyor? İyi kötü biraz mürekkep yalamış biri olarak böyle bir yasa olsaydı ben de bilirdim. Jandarmaya bu emri, tek başına komutanları vermiş olamaz? Valinin ya da Kaymakamın mutlaka bilgisi vardır. Talimatı onlar mı verdi? Yoksa, Jandarma genel komutanlığının emri mi böyleydi?

Öyle anlaşılıyor ki jandarmanın ve şirketin Çadıra karşı bir alerjisi var. İnsanın kendi arazisine bile çadır kurdurmuyorlar. Çadırdan niye bu kadar çok korkuyorlar? Konteynırın ruhsatı yok diye ceza kestiklerine ve içinde ne varsa ganimet olarak alıp götürdüklerine göre, yakında çadırların kurulması için Belediyeden ruhsat alma şartını da getirirlerse hiç şaşmayalım. Belki getirdiler de henüz bizim haberimiz yok. Arabalarda, Çadır arama emrinin hangi makam tarafından verildiğini çok merak ediyorum. Çünkü jandarmanın kendiliğinden, arabada çadır araması yapması pek normal bir davranış değildir.

Biz İkiz Köylüler, kendimizi, düşman askerleri tarafından işgal edilmiş bir ülkenin insanları gibi hissediyoruz. Şuraya çadır kurma, ormana girme, çay kahve içme, sakın ateş yakma, şuradan geçme, oraya park etme deniliyor. Kendi evine giderken bile her seferinde kimlik kontrolüne tabi tutuluyor. Bunun başka bir izahı olabilir mi? Tıpkı, aslanın kuzuya, suyumu bulandırdın demesi gibi bir şey.

Havasını suyunu, doğasını ormanını yıllardır bıkmadan usanmadan korudu diye biz ikiz köylülere bu eziyet niye? Bizler çam ağaçlarına sarılmaktan başka ne yaptık? Jandarmaya taş mı attık, silah mı çektik? Anayasal haklarımızı hatırlattık diye, bu hiddet, bu öfke, bu kin, bu şiddet niye? Neden kalkanlarla itildik, Joplarla gözümüz kaşımız patlatıldı.  Neden gözümüze doğrudan biber gazı sıkıldı, neden kirli sularla yıkandık? Bize marjinal dediler. Mademki bizler marjinaliz, yani bir avuç insanız, bize karşı bir alay komando, çifte çifte tomalar, jammerlar neyin nesi? Kamudan sayılmadığımızı biliyoruz. Belediyemiz bile bize hizmet etmekten korkuyor. Bizden uzak durmaya çalışıyor. Tam bir buçuk yıldır, 25 imzalı dilekçemize rağmen yolumuzun bakım ve onarımını yapamıyor. Arazisine ruhsatsız konteynır konmasına izin verdi diye mülk sahibine emirle ceza yağdırıyor.

Bari insan olduğumuzu kabul edin. Bir çadırı bile bize çok görüyorsunuz. Atalarımız daha düne kadar siyah kıl çadırlarda yaşadılar. Çadır, biz Türkmenlerin evidir, yurdudur, geleneğidir. Çadır da çadır diye tutturmayın. Size hiç yakışmıyor. 24.09.2023                                                                                                                                                                                                                                                                                                        


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık