• 08 October 2019, Tuesday 9:13
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

BALAVCA

Milas deyince eski otantik evler, tarihi kalıntılar, ve daracık sokaklar hatırlanır. Sıcak yaz günleri akşamları sokağa bakan kapıların önünde karşılıklı oturan bayanların sohbetleri gece geç vakitlere dek sürer gider. Televizyonlar henüz çok yaygın değilken Milaslıların en büyük eğlencesi sinemalardı. Sinemalar başlamadan bir saat kadar önce pek çoğu şehir parkının önünden başlayıp Murat Beyin evine kadar  asfaltlanmış ve adına Süs Yolu denilen, yaz günlerinde gece sinemalar kapanıncaya kadar trafiğe kapatılan yolda bir aşağı bir yukarı yürürlerdi. Orada, birbirlerini  gündüzleri görme görüşme fırsatı bulamayanlar ayakta sohbet ederlerdi. Ne zaman ki  televizyon yayınları başladı , sinemalar eğlence yeri olmaktan çıktı, herkes yavaş  yavaş evlerine kapanıp televizyon yayınlarını sinemanın yerine koydular. Komşuluk ilişkileri sokaklardan evlere çekildi. İnsanlar birbirlerine yabancılaştı. Şehirde yaşayanların sayısı ononbeş bin kadardı. Küçük bir kasabaydı Milas. Kuzeyden güneye Milas’ı boydan boya aşan bir  Balavca deresi vardı.  Bu dere yaz aylarında kurur, sadece kışın yağmur sularını boşaltırdı. Kısacası Milas’ımızın alt yapısını taşırdı. Üzerinden atlanıp geçilebilirdi. Ahmet Çavuş-Hayıtlı Mahallesine  geçişiiki eski köprü sağlardı.Bu köprülerin bulunduğu yere, yöresel konuşma dilinde atlanıp geçilen yer anlamında “Aplangeç” denirdi. Aplangeçparkının adı da buradan esinlenerek konmuştur.Milas büyüdükçe üzerine yeni köprüler yapıldı. Beton yığını bu köprüler Milas’ın tarihine ve görüntüsüne pek uygun değildi.

İşte bu Balavca deresi şehrin nüfusu arttıkça çoğalan çöplerini,atık sularını ve yağmur sularını da  temizlerdi. Adeta atık su kanalı ve çöplük olarak kullanılırdı. Yıllar önce bu çöplük görüntüsünü saklamak için üzerini kapatmayı düşündüler. Bir kısmını kapatıp Belediyeye gelir getirsin diye üzerine dükkânlar yaptılar. Bu dükkânlar görüntü kirliliğinden başka Milas’a ne kazandırdı? Şehri yönetenlerin bazıları çöplük ve pislik yuvası halini alan,etrafa pis kokular salan  ve Milas’ın görüntüsünü bozan bu dükkanları yıkıp yeniden eski haline getirmeyi planladılar.Ama bir türlü gerçekleştiremediler. Hâlâ aynı görüntü, aynı pislik, yakınından geçenleri tiksindiriyor. Bir zamanlar Milas Lisesi ile dört yol arasında pırıl pırıl bir gölet yapıp içinde ördekler yüzdürülecekti. Eskişehir’deki Porsuk deresi esin kaynağıydı. Hepsi hayalden öteye  gidemedi. Balavca deresi yine çöplük ve atık su kanalı. Etrafına pis koku ve pis görüntüler veriyor. Merak eden, üçgen Park’ın ve Öğretmen evinin önünde durup bir baksın.

Peki ne yapmalı da bu pis görüntülerden kurtulmalı ?

Dereninüstü tamamen örtülüp, bir kısmında olduğu gibi etrafına çınar ağaçları dikip, yürüyüş yolu yapılmalı ya da cadde olarak trafiğe açılmalı, pis görüntüden kurtulmalıdır. Bu benim  düşüncemdir, beğenen de olur eleştiren de. Bu konuda başka fikirleri olanların bir an önce açıklamalarını ummak benim olduğu kadar tüm Milas’ lıların da hakkıdır.

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık