Mehmet Oğultürk

Almanya Cumhurbaşkanı, bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü misali, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı bir başka ülkeyi ziyarete gitmişken, apar topar Türkiye’ye gelmiş ve önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, sonra da Sayın Özel ile görüşmüştür. Bu görüşmelerin nedeni ve hangi konular hakkında olduğu açıklanmamıştır.  Sonra CHP nin son yerel seçimlerde birinci parti olması bahane edilerek,  Sayın Özel’in AKP Genel Başkanı ile buluşup görüşmesi gündeme bomba gibi düşmüştür.  Bu görüşmenin, siyaseti yumuşatacağı sanılmış ve Beştepe Sarayında mı yoksa Çankaya Köşkünde mi yapılacağı tartışılmıştır, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un katkılarıyla, AKP nin Genel Merkezinde yapılmasında mutabık kalınmıştır.

Böylece 1 Mayıs 2024 tarihinde, Saraçhane de önüne konulan Polis Ordusunu ve bariyerleri aşamayan ve geri dönmek zorunda kalan, Taksim’e yürümesine izin verilmeyen CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, bir gün sonra AKP Genel Başkanı ile görüşmek üzere AKP Genel Merkezine gitmiştir.  Özellikle bazı muhalif basın organları, bu buluşmanın siyasetteki gergin ortamı yumuşatacağı, diyaloğu başlatacağı, dolayısıyla Ülkemizin hayrına bir barış ortamı yaratacağı konusunda görüş birliğine varmış ve Millete umut pompalamışlardır.          

Ne var ki umulan olmamış, AKP Genel Merkezinde, Sayın Özel’i Genel Başkan yerine boş bir koltuk karşılamıştır.  Bu davranış aslında yumuşamanın değil, hiçbir şeyin değişmediğinin göstergesi olmuştur. Tıpkı, 2010 yılında İsrail’in Dış İşleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un Büyük Elçimizi makamına çağırıp daha alçak bir kanepeye oturtup poz vermesi gibi.  Bir farkla ki Sayın Özgür Özel aynı seviyedeki boş bir koltuğun karşısına oturtulmuştur.  El ele tutuşup gülümseyerek resimler çektirildikten sonra basına servis edilmiştir. İçeride kim ne dedi, ne istedi, hangi temennilerde bulundu belli edilmemiştir. Sayın Özel’in, Taksim Meydanı, Gezi Parkı davaları, Anayasa hazırlıkları gibi konuları gündeme getirip serzenişlerde bulunduğu söylenmekte ise de AKP Genel Başkanının neler söylediği, neler istediği, neleri kabul edip etmediği bir sır gibi saklanmıştır. Anlaşılan o ki AKP Genel Başkanı, duygu ve düşüncelerinin, isteklerinin duyulmasını, bilinmesini  istememiştir.

Bu durum bana Eski genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın Dolmabahçe, Deniz Baykal’ın da Beylerbeyi Sarayı görüşmelerini anımsatmıştır. Birincisi sırlarını mezara götürmüş, diğerinin sırları ise bugünkü Türkiye olmuştur. Onların bu sırları saklamaları için kimler telkinde bulunmuştur, orası meçhul. Belki de batılı efendiler öyle istemişlerdir. Kim bilir?

Bu buluşmada, bana göre Sayın Özel puan kaybetmiştir. Kararlılığını gösterip dik duruş sergileyememiştir. Beni Taksim’e yürütmeyen, Saraçhanede hapseden, Mevcut Anayasaya uymayan ve saygı da duymayan biriyle ne görüşeceğim diyememiştir. Boş bir koltukla el sıkışmış, uslu çocuklar gibi efendi, efendi oturmuştur.  

Batı Cephesinde yeni bir şey yoktur.