Mehmet Oğultürk

Her gün kalıyoruz toz duman içinde, asit yağmuru hava,  

Yoktur ölüme çare, bulunmaz bir türlü kansere deva

Yavaş, yavaş öldürüyor, kulaklarımız salâ sesinde,

Bir genç daha göçmüş rahmete bu Şirket sayesinde,

Ve kalıyoruz büyük bir endişe, keder ve hüzün içinde.

Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun diyenler,

Bir iki gün sonra çalmazlar kapıyı unutup giderler,

Ateş düştüğü evi yakarmış, diğerleri gülüp geçerler.

Yaşanmaz böyle bir dünyada, ne havasız ne de susuz,

Yönetenler gafil, zenginlerden yana, köylüler mutsuz

Bakalım bu işin sonunda göreceğiz, neler neler olacak.

Kimler bu ölümden, bu dertten bizleri kurtaracak?

Ye Mehmet ye, umut fakirin ekmeğidir diyenler,

Akbelen’ e destek için geldik diye nutuk atıp gidenler,

Yönetime geldiklerinde, bakalım duracaklar mı sözünde?

Yalan söylemek, kandırıldım demek var siyasilerin özünde.

 İkizköy’de doğmuşum ben, orada yaşıyorum halâ,

 YK enerji Şirketi beni vermiş bile, hemen Mahkemeye  

Engel oldum diye zeytinlerin sökülmesine, kesilmesine

Bir ayağım çukurda aha gelmişim nerdeyse seksenime

Daha kaşık çalmadım manda yoğurduna kestane balına,

Dönersem geri, şerefsizim, namerdim bu yoldan,

İsterlerse assınlar beni söküp diktikleri zeytin dalına.