• 14 April 2023, Friday 12:30
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK

Nihayet siyasi partiler ve ittifaklar kendi adaylarını belirleyip ilan ettiler. Sevinenler, üzülenler mutlaka olacaktır. Seçilecekleri sıralarda yer alanlar geleceklerini garanti altına aldıkları için çok mutlulardır. Umutlandırılıp da listelerde yer alamayanlar üzüleceklerdir. Bazıları da küsüp yeni bir parti kurma hazırlıklarına başlayacaklardır. Bu hep böyle olagelmiştir. Yoksa bir ülkede 119 parti olur mu? Hele, kur bir parti, pazarlık yap bir yerden birinci sırayı kap. Tek başına seçime gitse adı sanı duyulmayacak, Esame’si okunmayacak ama kazanacağından emin oldukları bir partiden sıra kapmayı başarırlarsa milletvekilliği garanti olacak.  Herkese kısmet olmayan bir varlık ve bolluk içinde yaşamlarını sürdüreceklerdir.

 İnancım odur ki, demokrasicilik oyununda üstümüze yok. Demokrasiyi biz bulup icat etmemişiz. Çünkü demokrasi kendiliğinden çıkıp gelmiyor. Kan dökülerek, can verilerek uzun bir mücadele sonunda elde ediliyor. Biz ise Yüce Atatürk ve arkadaşları sayesinde hazır elimizde bulduk. Bu yüzden kıymetini bilmiyoruz. Güya vekillerimizi biz seçiyoruz. Bizleri temsil ediyorlar(!) Yok öyle bir şey. Dış güçler partileri, partiler de vekillerini seçiyorlar. Sonra da sizin vekilleriniz diyorlar. Oysa bize şunları şunları vekil yapın diye talimat veriyorlar. Bizler de tıpış tıpış sandıklara gidip o talimatlara harfi harfine uyuyoruz. Durum bundan ibaret. Sonra da demokrasi ile yönetiliyoruz diye övünüyoruz. Bakınız İran’a. Demokrasi ve özgürlük uğruna, yıllardır kan dökülüyor. Can alınıyor. Son olarak da yüzlerce genç kız zehirleniyor.

Liderlerimiz seçimlerden aylar önce mutlaka ABD’ye, Avrupa’ya uçuyorlar. Mesela Çin’e, Japonya’ya, Rusya’ya neden gitmiyorlar? Ne demek istediğimi anlamışsınızdır umarım.

Demokrasinin varlığı seçimle kanıtlanıyorsa eğer, vekillerini bizzat milletin seçmesi gerekir. Şayet, doğrudan demokrasi uygulanamıyorsa, ona yakın bir usul ve yöntem kullanılarak vekillerin millet tarafından seçilmeleri sağlanmalıdır. Bunun için tüm seçmenlerin okuryazar olmaları, oy kullanırlarken başkalarının yardımına muhtaç olmamaları gerekir. Bir sanatçı kızımız, benim oyumla falan kişilerin oyu bir olamaz demişti de adeta linç edilmişti. Bence çok haklıydı.

Demokrasi için hiç değilse ön seçim şart olmalıydı. Ön seçim yapılacak vakit yoktu demek millet ile alay etmektir. Seçim tarihi üç aşağı beş yukarı yıllar öncesinden belliydi. Siyasi partiler hazırlıklarını buna göre yapamazlar mıydı? Mesele o değil, mesele ‘bana biat edecek adamı ben bilirim, seçmen bilemez’dir. Sonra da demokratız diye böbürleniriz.

Benim aklımın ermediği bir konu da Hataylı birinin Ankara’dan, Ankaralı birinin İzmir’den, İstanbullu birinin Muğla’dan milletvekili yapılmasıdır. Bu demektir ki, ne yapalım, bu ilde milletvekilliği yapabilecek kapasitede bir adam bulamadık demektir. 

  1990 lı yıllarda yapılan seçimlerin birinde TERCİHLİ oy kullandırılmıştı. Ben hem partiyi, hem de vekilimi seçebilmiştim. Böylece, Partinin son sıraya koyduğu biri birinci sıraya gelmiş ve milletvekili seçilebilmişti. Ön seçim yapılamıyorsa bari tercihli oy kullanılsa daha demokratik olmaz mıydı? Bundan neden vazgeçildi?

Eskiden sadrazamları padişah anaları seçiyormuş. Okuyup yazması olmayan 7-8 Hasan Paşa bile erlikten müşirliğe (Mareşal) terfi ettirilmiş. Batı Cephesinde yeni bir şey yok.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık