• 17 March 2022, Thursday 9:08
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

DOKTORLAR

Doktorluk hiç de kolay bir meslek değildir. Ülkemizde en uzun süre öğrenim gören, yorucu ve eğitimleri hiç bitmeyen tek meslektir. Kim ne derse desin, tüm canlıların daha sağlıklı ve uzun ömürlü olması için gece gündüz demeden ve bıkmadan, usanmadan çalışırlar. Bir hastayı kaybettikleri zaman, en az hasta yakınları kadar üzüntü duyarlar.  Bir seminerden başka bir seminere koşarak giderler.  Tıp bilimindeki yenilikleri, dünyanın öbür ucunda da olsa,  takip ederler ve uygularlar. En tehlikeli ve bulaşıcı hastalıklara karşı amansız mücadele verirler. Kendi hayatlarını hiçe sayarlar. Günlerce çocuklarını bile göremezler. Bir de hakarete uğrayıp dayak bile yerler. Yine de, tek amaçları hastalarını sağlığına kavuşturmaktır. Zira, Okuldan mezun olduklarında, mesleklerini icra ederken, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, toplumsal konum farkı gözetmeksizin hastalarını yaşatmak, bildiklerini genç hekimlere öğretmek için Hipokrat yemini yaparlar.

Onlara saygı ve sevgiyle yaklaşmak yerine, aldıkları on bin ila yirmi beş bin lirayı dahi çok görürler. Oysa kendileri deveyi havuduyla götürürler. Onları küçümsemek, hor görmek, itibarsızlaştırmak, kapı kulu gibi görmek kimsenin hakkı da, haddi de değildir. Hak ettikleri itibarı ve saygıyı göremeyen doktorlar son günlerde haklarını aramak için iki günlük g(ö)rev de yaptılar. Yönetenleri uyarmaya çalıştılar. Ne yazık ki, onları ne anlayan ne de dinleyen oldu. Dertlerini anlatacak, isteklerini iletecek bir Sağlık Bakanı da bulamadılar.

Milas Devlet Hastanesinde hemen hemen hiçbir uzman hekimin kalmadığı,  hastalara randevu dahi verilemediği söyleniyor. Başka şehirlerden geçici olarak görevlendirilen hekimlerle durumun idare edilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Yakında Devlet Hastanelerinin kapısına kilit vurulursa şaşırma-yalım. Şehir hastaneleri kurmakla övünen yönetenler, hastayı müşteri gözüyle görüyorlar. Hastalar, bu hastanelere gitseler de gitmeseler de, gitmiş gibi bedelini ödüyorlar.

Devlet yönettiklerini zannedenler, Televizyon ekranlarına çıkıp, “Doktorlar yurt dışına gitmek istiyorlarmış. Bu devlet onları yetiştirip doktor yapmıştır. Kendileri bilirler. Buyursunlar gitsinler. Biz de asistanlarla yolumuza devam ederiz. Gerekirse yurt dışından isteyenleri çağırıp sağlık işlerini onlarla yürütürüz” diyorlar.

Bu bana; henüz televizyonlar yokken,  radyolardan, biz de orduyu yedek subaylarla yönetiriz sözünü hatırlatıyor. Yazık, biz böyle yönetimleri hiç de hak etmedik, etmiyoruz da…


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık