• 29 November 2023, Wednesday 13:44
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

 MİLAS’TA ZEYTİN FESTİVALİ

Geçen hafta sonu 8’ncisi yapılan Milas Zeytin Festivali, öylesine renkli, öylesine coşkulu ve gösterişliydi ki, Rio Festivallerini bile geride bıraktı. Sokak ve caddeler dolup taştı. Yakın zamanda, sanırım Milaslılar böyle bir festivale tanık olmamıştır. Bu etkinliği düzenleyenleri ve katılanları içtenlikle kutluyorum.  Milaslılara da bu yakışırdı diyorum. Ancak, sponsorlarını merak ediyorum.

 Her neyse, Milaslıların toplumsal eylemlere duyarsız ve ilgisiz olduklarını sanırdım. Bana ne yahu, kim yaparsa yapsın beni ilgilendirmez, ben kemdi işime bakarım, beni ısırmayan yılan bin yaşasın diyeceklerini düşünürdüm. Meğer ne kadar da çok yanılmışım. Sponsorları bir hayli zengin olmalı. Milas Belediyesi mi, Kaymakamlığı mı, Ziraat Odaları mı, Ticaret ve Sanayi Odası mı, yoksa, İl Tarım Müdürlüğü mü? Sakın yine malum şirket olmasın?  

Yalnız festivalin amacını merak ediyorum. Milas zeytinine ve yağına altın plaket ödülü mü kazandırılmak isteniyor. Yoksa, Milas’ı ve Milaslıları dünyaya tanıtmak mı? Bu konuda Ticaret ve Sanayi Odamız çok başarılı. Avrupa Birliği coğrafi işareti alan ürünlerimiz her geçen gün çoğalıyor. Son olarak da Kanlı Kavurmamız bu işareti almış bulunmaktadır. Başkanımız sayın Reşit ÖZER’in çalışma ve gayretlerinden ötürü kutlanmak en doğal hakkıdır. Ne var ki, ticareti tamam da sanayisi olmayan Milaslılar, sadece coğrafi işaret ile övünmemelidir. Nerede zeytin ürünleri üreten entegre tesislerimiz? Binlerce asır yaşayabilen ve insanlar için kendini feda eden Zeytin ağacı da olmasa, meğer Milas’ı tanıtacak başka hiçbir şeyimiz yokmuş gibi.

Yurdumuzda en çok zeytin ağacı olan ve Zeytinin Başkenti diye anons edilen Milas’ta zeytin ağaçları, doğayı kötü kullanmaktan meydana gelen iklim krizi nedeniyle verimsizleşmekte, insan eliyle de günden güne yok edilmektedir. Festivalde gösteri yapanlar, kortejin en önünde yürüyenler ve eğlenenler buna engel olmak için ne yapmışlardır? Hüsamlar, Çakıralan, Sek, Bağdamları, Karacaağaç ve son olarak de İkiz Köy mahallelerinde bizzat köylüye yok ettirilen on binlerce zeytin ağacına neden sahip çıkmamışlardır? Neden kömür karasını zeytine tercih etmişlerdir? Kömür bu gün var, yarın yok ama zeytin ölümsüz bir ağaç. Yağıyla, kahvaltılarımızı süsleyen zeytiniyle, sabunuyla, odunuyla, prinasıyla, coğrafi işaret aldığımız çekiştesiyle, insanlığın ve dağlardaki domuzların bile vazgeçemediği zeytinin, ekonomiye katkısı kömürden daha mı azdır? Kömürün bedeli canlılar için çok ağırdır, ölümcüldür. Bu güne kadar, Yatağan ve Milas’ta erken yaşta kanserden ölenlerin sayısı çoktan 50-60 bini aşmıştır. Bu yüzden 1996 yılında Aydın Bölge İdare Mahkemesi Muğla’daki üç termik santralin kapanması kararını vermiştir. Ne var ki, ülkeyi yönetenler bu gün olduğu gibi o gün de mahkeme kararlarına uymamışlar ve saygı da duymamışlardır. Bu konuda Milaslıların bir tepkisi ve eylemi var mıdır? Asıl olan, zeytin için festivaller düzenlemek değil, zeytini yaşatmak için mücadele etmektir.

Akbelen’deki zeytinleri ve ormanı korumak için ülkenin dört bir yanından İkiz Köy’e koşan binlerce kişi arasında kaç Milaslı vardır? İki elin on parmağı kadar bile yok. Festivale, eğlenceye, yemeğe gelince caddeler sokaklar, meydanlar dar geliyor. Siz istediğiniz kadar şatafatlı, şaşaalı Festivaller düzenleyin. Böyle sessiz ve seyirci kalırsanız yarın uğruna Festivaller düzenlenecek, hasat Şenliği yapılacak zeytin ağacı bulma şansınız olmayacaktır. Kuraklık ve susuzluk kapıdadır. Barajlar şimdiden dibe vurmuştur. Ey Milaslılar, zeytin festivalleriyle coşup gururlanacağınıza, yetiştirdiğiniz ve koruduğunuz zeytin ağaçlarıyla övünün. 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık