• 08 January 2025, Wednesday 11:51
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

YENİ BİR ANAYASA MI DEDİNİZ?

Millet geçim sıkıntısı içinde bunalmış ne yapacağını, yaşamını nasıl sürdüreceğini, derdini kime anlatacağını bilemez olmuş, AKP’nin, daha doğrusu tek Adamın umurunda mı? Onların tek derdi var. Yeni bir Anayasa yazarak yürürlüğe koymak ve böylece iktidarını ilelebet sürdürmek. Bunun için her şeyi göze alabilir. Bu yüzden gizliden gizliye pazarlıklar yapılıyor olmalı. Yeni Anayasa için yeterli milletvekilleri yok. Mutlaka Milletvekili ayarlamaları gerekiyor.  İstiyorlar ki 400 milletvekili ile yola çıksınlar ve Anayasayı yeniden yazıp bir Orta Doğu cumhuriyetini kursunlar. Suriye meselesi bu nedenle çok önemli. Devamlı gündemde tutularak, içerideki ümmetin moralini ve dayanışmasını yüksek tutmak istiyorlar. Bunun için “Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometre kare ile sınırlandıramayız” diyor. Şam’daki Emevi Camiinde kendisi değil ama müsteşarı Cuma namazı kılıyor. Yandaş medya şimdiden bayram havasında. Gelecekte nelerle karşılaşılacağını hiç hesaba katan yok. Sanki Kerkük, Musul Türkiye’nin illeri olmuş gibi numara bile veriyorlar. Seksen iki, seksen üç.

Eğer gerçek ve modern bir sivil Anayasadan bahsediyorlarsa buna bir diyeceğim olmaz. Bence yasalarda yurttaşların hakları öne çıkarılmalı. Her konuda eşitlik ve özgürlük sağlanmalı. Cumhurbaşkanı iki şapka giyip işine geldiğinde birini, gelmediğinde ikincisini giymemeli. Yandaşlarına Başkan karşıtlarına düşman, söverken Parti Genel Başkanı, eleştirilirken Cumhurbaşkanı olmamalı. Yargı mutlaka bağımsız olmalı. Hâkim ve Savcılar Kurulu, Baro temsilcileri, Anayasa Hukuku akademisyenleri, hâkim ve savcılar tarafından seçilmeli. Bakan ve yardımcısı kuruldan çıkarılmalı. Hâkim ve savcılar aldıkları kararlardaki başarılarına göre terfi edebilmeli. Yasalarla verilen özgürlükler bir başka yasayla kısıtlanmamalı. “Herkes düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. Her ne sebeple olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanmaz. Düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanmaz ve suçlanmaz” diyeceksiniz; ancak diyerek başlayan ek fıkralarla verilen özgürlükleri geri alacaksınız. Bir taraftan “Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir” diyeceksiniz diğer taraftan düşündüklerini açıklayanların ayağına kelepçe takacaksınız. Bu hürriyetlerin kullanılması, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği veya vatandaşlarda kin ve nefret duygularını uyandırıyor bahanesiyle sınırlanabilir diyeceksiniz. Uyulmayan ve saygı da duyulmayan bir Anayasa, darbe Anayasası olsa ne yazar, sivil Anayasa olsa ne yazar!

2008 yılında “Laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiği” gerekçesiyle iktidardaki AKP hakkında temelli kapatılmak üzere dava açıldı. İddia Mahkeme tarafından da onaylandı. Başkan Haşim Kılıç tarafından, hazine yardımından mahrum etme cezası ile kapatılmaktan kurtarıldı. Bizde, oldum olasıya garip bir uygulama var.  Ortada bir suç varsa o suçu Parti değil partililer işliyor. O nedenle Partilerin değil partililerin politikadan temelli men edilmeleri daha doğru olmaz mı? Daha Parti kapanmadan vekâleten yenisini kuruyorlar. Üç beş yıl sonra aynı kişiler yeni partinin başına geçiyorlar. Yani Şoföre değil, otobüse ceza kesilmiş oluyor.

Siyasetçilerin alacakları ücret kendileri tarafından belirlenmemeli. Seçimden önce millete sunulmalı ve milletin onayı alınmalı. Yeniden seçim oluncaya kadar aynı maaşı almalılar. Milletvekili adaylarını ve parti yöneticilerini o partiye kayıtlı üyeler seçmeli. Delege sistemi tamamen kaldırılmalı. Hem emekli maaşı hem de milletvekili maaşı alınmamalı. İki yılda da milletvekili emeklisi olunmamalı.

Benim oyumla seçilen bir milletvekili benim onayım olmadan istifa ederek bir başka partiye geçememeli. Partisini beğenmeyip istifa eden vekiller parlamentodan istifa etmiş sayılmalı ve sine-i millete dönmeli. Başka bir partiye geçememeli. Kendisine oy verip Seçenlerine ihanet etmemeli. Mensubu olduğu partinin yöneticilerinin yaptıkları icraatı beğenmeyen ve eleştiren Belediye Başkanları, Milletvekilleri kapının önüne konamamalı. Siyasete soyunan her kimse eleştiriye açık olmalı. Olumlu eleştiriye sevinmeli olumsuz eleştiriye de katlanmalı. Yoksa siyasete hiç bulaşmamalı. Var mısınız böyle bir Anayasa yapmaya ve bu anayasaya uymaya ve de saygı duymaya? Ben varım. 29.12.2024

  


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık