• 17 February 2020, Monday 8:20
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

VAH BENİM ÜLKEM

Bir taraftan doğal afetler, diğer taraftan cehalet, bu güzelim memleketi yaşanmaz hale getiriyor. Gün geçmiyor ki, bir köşesinde deprem, diğer köşesinde çığ, bir başka köşesinde kazalar, yangınlar, bir köşesinde de intiharlar, cinayetler ve bitmeyen Şehit cenaze törenleri. Nerdeyse her haftanın üç günü cenaze törenleri için Camileri dolduruyoruz. Dünün gençleri bugünün profesörleri, öğretmenleri, milletvekilleri, valileri kaymakamları, yöneticileri değil mi? Bunların yetişmesinde eğitim programları mı, öğretmenler mi etkili bilmiyorum. Bir türlü, Devletini Milletini seven, vatanını yurdunu savunan gençler yetiştirememişiz. Ülkesini seven, O’na ihanet etmeyen bir nesil yetiştirememişiz. Bakmayın siz, isimlerinin önünde Prof. yazan ve her gün televizyonlarda ahkâm kesenlerin çokluğuna. Yüzlerce Üniversite açıp, bir gecede Prof. yapılan, hocaların eğittiği gençlere acıyorum ben. Cennette ev vaat eden, 7 yaşında kız çocuklarının evlenebileceğini söyleyen, el etek öpen, milletin parasını oraya buraya peşkeş çeken Profesörlerin eğittiği gençlere çok üzülüyorum ben. Ellerinde birer diploma, ya kafeteryalarda tavla oynuyorlar ya da bir elinde telefon diğerinde bir sigara, yolları arşınlıyorlar bizim şimdiki gençlerimiz. İş yok, güç yok. Parası ve imkânı olanlar kapağı yurt dışına atıyorlar. İşsizlerin sayısı dört milyonu geçmiş. Bunların yüzde yirmi üçü Üniversite mezunu gençlermiş.

Kim çözecek bütün bu sorunları? Devleti yönetenler. Onları yetiştirememişiz ki, her biri kendi derdinde. Halkın acılar çektiğini, genç yaşlarda evlatlarını toprağa verdiğini, aç ve açıkta kaldığını, çöp konteynırlarından yemek artıkları topladıklarını, bilmiyorlar mı? Bir tek düşünceleri var o da halkın cebindeki parayı nasıl alırız. Vergiler ve zamlar.

Cenaze törenlerinde bulunup, üzüldüklerini ve Allahtan rahmet dilediklerini söylemekten başka ne yapıyorlar? İki arada bir derede kalan bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını yaşanan ve yaşanacak felaketlerden kim koruyacak kim kurtaracak? Bir taraftan Rusya öte taraftan ABD, kendi yanına çekmek için oyun üstüne oyun kuruyorlar. Bizim ağzımıza bir kaşık bal sürüyorlar. Biz de saf saf onlara inanıyoruz. Başımıza ne geldiyse bu saflığımızdandır. Bizim bir atasözümüz vardır; köpek köpeği ısırmaz diye. Ruslar Amerikalılarla kolayca anlaşır. Olan bizim çocuklarımıza olur.

İki cami arasında kalmış bî namaz gibiyiz. Doğal afetler yetmiyormuş gibi bir de top yekûn savaş haline mi gidiyoruz? Devleti yönetenler NATO‘dan medet umuyorlar. Askerlerimizi Kore’de, Afganistan’da, Balkanlar’da savaştırmak için bizi NATO’ya almadılar mı? Ruslar tee başından beri Esad’ın yanında duruyorlar. Bunu bile bile, Şam’ a girme planlarını şimdiden yapalım diyenler var. Eğer NATO’ya güvenip de Şam’a girmeye kalkarlarsa, karşılarında Rusları bulacaklardır. Ruslarla savaşmak için de mutlaka ABD’den yardım istenecektir. Bahaneyle, ABD askerlerini Türkiye’ ye sokacak ve tıpkı Irak’ta Afganistan’da olduğu gibi, (bir Atatürk daha gelmeyeceğine göre), bu güzel yurdu yaşanmaz hale getirip Büyük İsrail’in temellerini atacaklar. Güney Doğu Anadolu, İsrail için (La terre promise) vadedilmiş topraklardır.

Vah benim Ülkem vah. Yüce Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni bir daha okumalı ve aklımızı başımıza almalıyız.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık