Mehmet Oğultürk

Ülkemizin ekonomi (hayat pahalılığı ve enflasyon) den sonra gelen en önemli sorunu göçmenler gibi görünmektedir. AKP ve yandaşları  dışındaki tüm siyasi partiler göçmenlerin  kendi memleketlerine geri dönmeleri konusunda hemfikirler. Bazıları derhal, bazıları da zamana dayalı olarak ülkelerine dönmelerini arzu ediyorlar. İktidardakiler ise her konuda olduğu gibi bu konuda da kıvırtıyorlar. Bir gün hayır göndermeyeceğiz, tıpkı Medineliler gibi, biz Ensar geleneğinden geliyoruz, onlar bizim misafirlerimizdir, bir başka gün ise dönmeleri için Suriye’de briket evler yapıyoruz, evler tamamlanınca kendileri gidecekler diyorlar.

Öte yandan Hatay Belediye Başkanı böyle giderse kısa zaman sonra Hatay İli Suriyelilerin olabilir diyor. Çünkü, Hatay’da demografik yapı değişiyor. Bizler azınlıkta kalabiliriz diye feryat ediyor. Hemen hakkında soruşturma başlatılıyor. Sen nasıl böyle dersin diye.

Türkiye sınırlarından içeriye giren ve kim oldukları bilinmeyen beş milyon civarında göçmenin bulunduğu sanılıyor. Sadece İstanbul’da beş yüz bin, Adana, Ankara Mersin, İzmir gibi İllerimizde yaşayanların tam sayıları bilinmiyor. Kilis ilimizin yüzde altmışının göçmen olduğu iddia ediliyor.

Bazılarının büyük şehirlerimizde işyeri açıp ticaret yaptıklarını, yerleşik düzene geçtiklerini, geri dönme niyetlerinin ve isteklerinin olmadığını, bazılarına da vatandaşlık verildiğini yetkililer de yalanlamıyor. Göçmenlerin sayısı yerlileri geçince ne olacak? Yerlilerin doğurma oranlarıyla göçmenlerin doğurma oranları arasında göçmenler lehine büyük fark olduğu da aşikâr. Bir süre sonra dağdan gelip bağdakileri kovmasınlar. Daha şimdiden yerliler ile göçmenler arasında sürtüşmeler, kavgalar oluyor. Emniyet güçleri müdahale etmek zorunda kalıyor.

Bu konuda en iddialı ve sağlam duran Parti Ümit ÖZDAĞ’ ın Zafer partisi gibi görünüyor. Göçmenlerin derhal kendi ülkelerine gönderilmesini, Suriye’de artık savaş halinin bulunmadığını, Suriye Devletinin genel af ilan ettiğini, dini bayramlarda binlerce Suriyelinin gidip geri geldiğini, hiç birine kimsenin bir şey demediğini, bayram tatiline gidenlerin çoğunun geri döndüklerini ifade eden Zafer Partisi çok haklı gibi görünüyor. Zira, misafirlik geçicidir. Kalıcı olmak ve orada yerleşmek, mekan tutmak o yeri sahiplenmektir. Yaşadığınız, kanınızla, canınızla koruyup, uğrunda öldüğünüz bu toprakları, kendi ülkesinden savaşmadan kaçanların işgal etmesi istila etmekle aynıdır. Biri topla tüfekle gelip yerleşiyor, diğeri elini kolunu sallayarak. 

Yüz yıl önce Emperyalist Avrupalıların askerle yapamadıklarını para karşılığında kolayca yapabildiklerini düşündürüyor. Hıristiyan Devletler Birliği (AB) ile Türkiye pazarlık yapıyor. Türkiye’yi yönetenlerce, daha fazla vermezseniz kapıları açıp sığınmacıları size göndeririz denmedi mi? Ümit Hoca gerçekten haklı. Ülkeyi yönettiklerini sananların aslında gaflet, dalalet hatta hıyanet içinde olduklarını, para için ülkelerini sattıklarını görmek gerekiyor.