Mehmet Oğultürk

Yaşadıklarından ders almayan bir milletin ahfadıyız. Geçmiş tarihimiz  ders alınacak ve bir daha olmasına olanak tanınmayacak ibretlik olaylarla doludur. Ders alınsaydı Soma’da, Karaman’da yüzlerce madenci, Çorlu’da, Sapanca’da, Ankara’da onlarca yurttaş ölür müydü?  Her olayı, fıtratında vardır, kaderimiz böyleymiş deyip benimsediğimiz ve olandan bitenden Tanrıyı sorumlu tuttuğumuz bir sürü felaketi yaşarız. Ama bir türlü ders almayız. Yıllarca suçlu ararız, sonra da bulamayıp dosyayı kapatırız. Giden gittiği ile kalır.

 Yaşadığımız bu dünyada çok şey borçlu olduğumuz değerli insanların sayısı bir hayli fazladır. Bu çok değerli insanların yaşarken kıymetini bilmeyiz, sonra da arkalarından ağıtlar düzeriz. Kilise ve İslamlık adına pek çoğunu yakarak ya da asarak hatta giyotinle başlarını keserek öldürmüşüz. Bazıları da hapishane zindanlarında kahırlarından ölmüşlerdir. Pisagor,  Galileo , Copernicus, Newton, Tesla, Darvin, Lavosier, Bruno, Bacon, Hypatia (Kadın), Sokrates Kilisenin gazabından kurtulamamışlardır. Bizde  ise  Kabız-ı Acem, Hamza Bali, Molla Lütfi, Emir Çelebi, Sarı Abdurrahman, Rupen Sevag ve Hezarfen Ahmet Çelebi gibi aydınlar, bilgeler din adına katledilmişlerdir. Muktedirlerin hoşuna gitmeyen şarkıları söyleyen, romanları, şiirleri yazan pek çok sanatçı ve gazeteci, ya zindanlarda çürütülmüş ya da ölüme mahkûm edilmişlerdir. Bu değerler öldükten sonra pek kıymetli oluyorlar. Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Mahsuni Şerif, Deniz ve arkadaşları ile Menderes ve arkadaşları gibi.

 Marmara Denizinin çevresinde ülke nüfusunun neredeyse üçte biri yaşıyor.  Tüm sanayi kuruluşları, fabrikalar bu bölgede kurulmakta, dolayısıyla da en çok insan bu bölgede yaşamakta. Bu insanların atıklarıyla dolan Marmara Denizi imdat çığlıkları atmaktadır. Kirlenmesine yıllardır göz yumduğumuz bu denizin kıyılarını pislik kaplamış, şimdi temizleyelim diye uğraşıyoruz. Bundan da ders almayıp, diğer denizlerimizin de kirlenmesi için kıyılara akın ediyoruz. Bodrum’da, Fethiye’de, Marmaris’de, Milas’da  hem nüfus patlaması yaşanıyor hem de doğa katliamına  hız kesmeden devam ediliyor. Yaşananlardan neden ders alınmıyor? Yakında Ege ve Akdeniz’de de müsilaj denilen pislikten geçilmeyecek.      

Bizim devlet geleneğimizde yok olan değerlerimizi değil, katilleri korumak vardır. Onları bir süre ceza evinde tutar, sonra Kader Mahkûmu yaparız. Bilerek, tasarlayarak suç işleseler bile en fazla yirmi  yıl ceza verip, ölenlerin yakınlarını teselli ederiz. Ama bu cezanın dörtte birini çekenleri açık ceza evlerine gönderip bir de izinli çıkararak toplumun arasına salıveririz. Balerin Ceren’in katili öyle olmadı mı?  Aslında verdiğimiz ceza yirmi değil beş yıldır. Bu da cezaların caydırıcı olma vasfını ortadan kaldırmaktadır.

Cinayetlerin en masumu doğa ve trafik cinayetleridir. Genellikle katili bulunmaz. Bulsanız da katil en fazla iki ya da üç yıl sonra salıverilir. İş cinayetleri de öyledir. Bir öncekinden ders alınmaz. Doğa cinayetlerinin farkına bile varılmaz. Ormanları kesip altındaki kömürü alırlar ya da ateşe verip rant kapısını aralarlar. Böylece havayı oksijensiz, toprağı susuz bırakırlar. Üstüne üstlük bir de kömürün  zehirli gazını ve partiküllerini gökyüzüne bırakırlar. Orada yaşayanlar kanser olacakmış, genç yaşlarda öleceklermiş, kimsenin umurunda olmaz. Sonuç; genç yaşta ölümdür. Katiliniz bellidir ama bir türlü yakalanamaz.

 Bir de  kadın cinayetleri vardır. Kadını bir köle gibi, alınıp satılan değersiz bir mal gibi görenler, katillerine bir bahane uydurup, iyi giyimli, kravatlı hatta çok nazik birisi diye cezalarda indirim  bile yaparlar.

Trafikte işlenen cinayetlerin çoğunun suçlusu olmaz. Suçlu ya yoldur ya da araçtır. Sürücü masumdur. Tıpkı Siyasal Partiler gibi. Suçlu yönetenler değil, partinin ta kendisidir. Onun için Partiler ya kapatılırlar ya da paralarına, mallarına el konulur. Partilerin uyanık yöneticileri bunun da çaresine bakarlar. Paraları ve malları Parti adına değil kendi adlarına tescil ettirirler. Bu paralarla  adını değiştirip aynı partiyi yeniden ihya ederler bir beis görülmez.   

Yaşadıklarından ders almasını bilmeyen bir milletiz vesselam..