Mehmet Oğultürk

Bakara sure’sinin 2. ve 154. Ayetlerinde şöyle buyrulmuştur; “…Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz, onlar diridirler, fakat siz fark etmiyorsunuz.”  Yine Muhammed suresinin 4. 6.ve 47. ayetleri de şehitlik ile ilgilidir; “… Allah yolunda savaşırken öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini zayi etmez… Allah onları kendilerine tanıtmış olduğu cennete koyacaktır…”denilmiştir. Nisa suresinin 4. ve 69. ayetlerinde de şehitlerin mertebesinin Peygamberler ve Sıddıklardan sonra geldiği belirtilmiştir. İlahiyatçı değilim ama, öyle anlaşılıyor ki, İslam dinini yaymak için yapılan savaşlarda ölmüş olan müslümanlara şehitlik makamı tesis edilmiştir. Şehit sayılabilmek için, mutlaka Allah Yolunda savaşmak ve savaşırken ölmek gerekiyor. Acaba Allah, kendi adına savaşacak ümmet bulabilmesi için mi Muhammed’e böyle bir ayet göndermek gereğini duymuştur? Sorusu geliyor aklıma.

Ayetlerde bahsi geçmediği halde, Taundan ölenler, suda boğulanlar, yangında yananlar, yıkıntı altında kalanlar,  zatülcenp gibi hastalıklardan ölenler ile doğum yaparken ölen kadınlar ve hatta trafik kazalarında ölenler bile şehit sayılır, diyor bazı ilahiyatçılar. Ama, Vatan için, Millet için savaşırken ölenlerden hiç söz edilmiyor. Yoksa, Kuzey Irak’ta nöbet tutarken ölen askerlerimiz, Çanakkale’de, Afyon’da, Dumlupınar’da ölen gençlerimiz şehit değil mi?

Eğer öyleyse, bu işte bir gariplik yok mu? Hastalıktan ölenler, ateşte yananlar, göçük altında kalanlar, suda boğulanlar nasıl şehit sayılıyor? Diyelim ki, onlar da şehit olsunlar, o zaman cennete girmeyen kimse kalmayacak demektir. Cehenneme gidecek kimse de olmayacak. Cehennem zebanileri de boşuna yakacak kul bekleyecek. Çünkü ölümlerin çoğu ya hastalıktan, ya da yaşlılıktan oluyor. Cehennem sadece yaşlılıktan ölenler için mi var sorusu takılıyor aklıma? Gerçi, Cennet ve Cehennem sadece Müslümanlara has bir şey değil. Başka dinlerde de var. Adeta dinler ortaya çıkarken birbirlerinden kopya çekmişler. Cennet ve cehennem rivayetleri, insanları yönetmek, kendileri için savaştırmak, onların hizmetlerinden yararlanmak ve kendilerine mutlak itaat etmelerini sağlamak amacıyla mı kullanılıyor? Cennete girecek olanları da, cehenneme gidecek olanları da Allah seçtiğine göre, kimin cennete, kimin cehenneme gideceğini söyleyen din adamları neyin nesidir? Kendilerini Allah yerine koymuyorlar mı? Hz. Muhammed’e gönderilen ayetlerde, Allah yolunda savaşanlar şehit sayılıyor da hastalıktan ölenlerden, suda boğulanlardan, ateşte yananlardan, doğum sırasında ölen kadınlardan neden söz edilmiyor?

İnsanın bu sorulara kafası takıldıkça, inançlarını yitirmesi, ateistlerin, deistlerin çoğalması çok normal gibi geliyor bana. Kur’ana göre şehitlik ile bizim şehit kabul ettiklerimiz arasında dünyalar kadar fark var. Yoksa, ne şehit oldu ne gazi, pisipisine gitti bizim Niyazi sözü gerçek mi ola?