Mehmet Oğultürk

Basından ve sosyal Medyadan öğrendiğim kadarıyla YK Enerji Şirketi yeniden harekete geçmiş. Bir kısmı zaten kendi işçisi olan muhtarları tekrar konuşturmuşlar. Sarı Sendikalarını öne sürmüşler. Sayın KILIÇDAROĞLU’nu Muğla’da karşılatıp beşli çeteden biri kabul edilen YK Şirketinin kendilerine İSTİHDAM yarattığını, yoksa aç kalacaklarını, çocuklarını okutamayacaklarını söyletmişler. Biz bu santraller sayesinde karnımızı doyurup çocuklarımızı okutuyoruz diye de basın organlarına beyanlarda bulundurmuşlar. Bir de boy boy resimler çektirmişler.

Valiler, Kaymakamlar, Belediye Başkanları ve memurlar başka bir şirkette görev alsalar tarafsız olabilirler mi? O Şirketin çıkarlarını yok sayabilirler mi? Yok sayarlarsa eğer ertesi gün şirketin kapısına konacaklarını bilmezler mi? Çok iyi bilirler. Köy ve Mahallelerde, devleti kimler temsil ediyor? Muhtarlar.  İşte bu Muhtarların çoğu şirketin çalışanıdır. Şirketlerinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutuyorlar. Oysa ki, devlet gücünü elinde bulunduranlar şirketlerin değil temsil ettikleri yurttaşlarının çıkarlarını, hem devlete karşı hem de şirketine karşı korumalıdır. Muhtarlarımız öyle mi yapıyor? Hâşa, şirketin yanında duruyorlar. Onların işlerini kolaylaştırıyorlar.

Bir şirkette istihdam edilmek isteyen muhtar derhal muhtarlık görevlerinden istifa etmelidir. O zaman köyüne mahallesine hizmeti daha kolay yapacaktır. Bu nedenle, şirketler muhtarları herkesten önce işe alıyorlar ve istediklerini devletin gücünü kullandırarak kendi lehlerine çevirebiliyorlar.

Herhangi bir yurttaş partiye kaydolup aidatını yatırmadan ve partiden bir referans getirmeden işe alınmıyormuş. Oysa Muhtarlar için referansa gerek yokmuş. Bu hikâyeyi pek çok köylüden duymuştum. İstihdam edilenlerin  çoğu da akraba imiş. 3000 kişiyi istihdam ettiklerini söylüyorlar. Bu 26 Köyün toplam nüfusu o kadardır. Çalıştırdıkları işçilerin pek çoğu dışarıdandır.

Doğa savunucularını, çevrecileri neden ve nereden geldikleri belli olmayan marjinal bir grup olarak değerlendiriyorlar. Bunların parasını kim veriyor diye de soruyorlar. Yalnız şirket değil bazı siyasi partiler de aynı şeyi söylüyorlar. Oysa AKBELEN Ormanlarında nöbet tutanların çoğu İkizköy’lüdür. Dışarıdan desteğe gelenler ise yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada tanınan AKBELEN Orman direnişini merak ettikleri için geliyorlar. Hemen hemen her gün meraklı bir grup gelip gidiyor. 675 gündür direnen İkiz Köylülerin tüm Türkiye’ye örnek olduğunu ve cesaret aşıladıklarını ifade ediyorlar. Doğayı savunmak ve yaşanır bir ortam yaratmak her yurttaşın anayasal bir ödevidir. Çünkü Yaşam kutsaldır. Her canlının tek hedefi vardır. O da yaşamaktır. Ölülerin hiçbir şeye ihtiyaçları yoktur. Ne enerjiye, ne suya ne de havaya.

Aydın Bölge İdare Mahkemesi 1996 yılında Muğla’da kurulu bulunan üç termik Santralın kapatılmasına karar vermiştir. Bu kararı Danıştay da onaylamıştır. Ne var ki zamanın hükümeti bu karara uymamıştır. Daha o zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanun devleti olmaktan çıkmıştır. Bu yüzden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’yi mahkûm etmiştir. Kapatma kararının gerekçesini bilmiyorum ama Yatağan’da ve Milas’ın köylerinde kanserden ölenlerin sayısının patlamasıdır diye düşünüyorum.

YK Şirketi, doğaya zarar vermediklerini, bilakis katkıda bulunduklarını, yılda 40 ton zeytinyağı üretip köylülere dağıttıklarını, üç milyon ağaç diktiklerini iddia ediyorlar. Bizler de İkiz köyde yaşıyoruz. Bu güne kadar kısmetimize bir kilogram yağ veya zeytin düşmedi. Düşeni de duymadık. Dikilen ağaçları da görmedik. Gördüğümüz tek şey yok edilen su kaynakları ile kesilip odun edilen ve kamyonlarla taşınan 30 bin zeytin ağacıdır. Tamamen algı yaratmak amacındadırlar. Bilmiyorsanız öğrenin.

 YA YAŞAM YA DA ÖLÜM.  

Muhtar efendiler ve Şirket Sendikacıları hangisini tercih edersiniz? Anlaşılıyor ki tercihiniz ÖLÜMDEN yana. Farkına varmadan ölüme gidiyorsunuz, çevrenizdekileri de beraber götürüyorsunuz. Çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğini karartıyorsunuz. Marjinal dediğiniz çevreciler sizlerin daha uzun ve sağlıklı yaşamanızı sizden daha çok istiyorlar. Böyle bilesiniz.

06 Mayıs 2023