• 25 July 2023, Tuesday 13:41
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

NATO VE AVRUPA BİRLİĞİ

Her iki Kuruluşun tek amacı vardır. Avrupa’nın huzuru, refahı, mutluluğu ve güvenliğini temin etmektir. Her ne kadar ABD, Avrupa Birliğine üye değilse bile, Avrupalıların onun bir dediğini iki etmeyeceği kesindir. Bakmayın siz ABD’nin Avrupa Birliği dışında olmasına. Nato’nun patronu olarak hep onların yanı başındadır. Aslında Nato Avrupa’nın güvenliği için kurulmuştur. Türkiye dışında hiçbir Müslüman ülke Nato’da yoktur. Türkiye’yi ise askerini fedai olarak kullanmak için kabul etmişlerdir. Yoksa kara kaşına, kara gözüne aşık oldukları için değil. Nerede bir karışıklık huzursuzluk çıksa önce orada Türk askerine mutlaka bir görev veriyorlar.

Avrupa Birliği ise aslında bir Hıristiyan Birliğidir. Müslüman Türkiye’nin bu birliğe kabul edilmesi asla mümkün değildir. Hiç hayal kurmayalım. Onun için hep bir bahane bulup dışarıda tutacaklardır. Umutlandırıp kapısında bekçi köpeği gibi bekleteceklerdir. İstediklerini almak için şunu, şunu da yapmanız gerekir diyerek hep oyalayacaklardır. Bizi yönetenler de, zaman zaman neredeyse birliğe kabul edilmişiz gibi Ankara’da davul zurna eşliğinde havai fişek gösterisi yaparak bayram ettiler. Aslında ekonomik işbirliği için kurulan Birlik, daha sonra siyasi bir Birlik olmuştur. Önce altı üye, Belçika, Federal Almanya, Luxemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda, 1957 yılında işgücü ile mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına dayanan bir ekonomik topluluk kurmaya karar verdiler. Roma anlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğunu resmen kurdular. Bu altı ülkenin asıl amacı, aralarındaki kavganın sona ermesi ve malların, işgücünün, hizmetlerin, sermayenin serbestçe dolaştığı bir Ortak Pazar idi. Mallar ve hizmetler kolayca üye bir ülkeden diğerine gidebilsin diye önce  aralarında gümrük vergilerini kaldırdılar. Altılı birliğin başarısı, İngiltere, Danimarka, ve İrlanda’nın da topluluğa katılma isteğine neden oldu. Daha sonra Yunanistan, İspanya ve Portekiz’in katılımı ile üye sayısı 12’ye çıktı. Bayraklarındaki yıldız sayısı, üye devletleri temsil ediyor gibi görünse de, üye sayısı 29 olduğu halde yıldız sayısı değişmedi. Zira bir Hıristiyan Birliği olduğu için İsa’nın 12 havarisini temsil ettiği söyleniyor. Her nasılsa Müslümanların da 12 İmamı var. Ne kadar benzeşiyorlar değil mi?

Gelelim Nato’ya. Son olarak İsveç ve Finlandiya da üye olmaya karar verince bizimkiler şöyle bir delilendiler. Bu iki Ülkeyi veto ederiz tehdidinde bulundular. Aslında bu delilenme İsveç ve Finlandiya için değil, bizzat tribünlereydi. Bakın, bizimkiler Nato’ya bile kafa tutuyorlar dedirtmek içindi. Bir zamanlar, “bu can bu bedende oldukça, Papaz Bronson asla Amerika’ya gidemez” diye hava atanlar, ABD Başkanı Tramp’ın bir cümlesiyle daha bir hafta geçmeden, hem de özel bir uçakla Bronson’u Amerika’ya göndermek zorunda kaldılar. Bu İsveç için de geçerliydi. Önünde sonunda İsveç Nato’ ya kabul edilecekti. Nitekim öyle de oldu. Mademki kabul edilecekti, bunca delilenmeye ve Yüce Atatürk’ün emaneti Türkiye Cumhuriyetini böylesine aciz hallere düşürmeye ne gerek vardı?

Bizi, ne Avrupa Birliği’ne alırlar, ne de Nato’dan atarlar. Kapıda bekletip, Birliğe asla almayacaklardır. Yoksa İsveç, Danimarka ve Hollanda’da Kur’an yakarlar mıydı hiç? Türk ordusunu emirlerinde hazır tutmak ve gerektiğinde kullanmak üzere, bizi Nato’dan çıkarmazlar.  Böylesine uysal, söz dinleyen, her istediğini yapan bir devleti niye küstürsünler? Onlar sabırlıdır, fırsatı kollarlar ve vakti geldiğinde istediklerini alırlar.

Bana kalırsa, ne Nato ne de Avrupa Birliği güven duyulacak kuruluşlar değil. Yıllarca terörle mücadele ederken müttefikimiz Nato üyeleri yanımızda mücadeleye katıldı mı? Tam tersine teröristlerin arkalarını sıvazladılar. Binlerce kamyon silah ve cephane vermekte herhangi bir sakınca görmediler. İsveç, bu teröristleri koruyup kollamaktan vaz mı geçti? Hiç sanmıyorum. Peki ne değişti de İsveç’in Nato’ya katılmasına onay verdik? Sadece söz verdiler. Bizimkiler de söz veriyorlar. Ama, akşam eve dönünce unutuyorlar. Onlar da unutacaklardır. Hiç şüpheniz olmasın.   

Bizim siyasiler, muhalefet de dahil, ABD’den onay almadan devleti yönetemeyeceklerine inanmışlar. Hep onların gözlerinin içine bakıyorlar. Bağımsızlık ve istiklal savaşını biz kimlerle yaptık. Başta İngiltere, Fransa ve İtalya olmak üzere Yunanistan’la yaptık. Avrupalıların hınh deyicisi kimdi? ABD. Artık, titreyip kendimize gelmemiz ve Atatürk’ün kendi kendine yeten tam bağımsız Türkiye modeline dönmemiz şart. Yoksa, Araplara selam, borç dilenmeye devam. Böyle giderse sonumuz hayra alamet değildir. İster beğenin, ister beğenmeyin benim düşüncem budur.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık