• 04 December 2023, Monday 10:02
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

YETER BE KABAK TADI VERDİ ARTIK

Haftalardır Galatasaraylı futbolcuların kayıp parasıyla yatıp kalkıyoruz. Hangi televizyon programına gitsem hep aynı terane.  Bize çocukluğumuzda, spor yapmalısınız ki dinç ve genç kalasınız. Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur derlerdi. Spor meslek değildi. Spordan para kazanıp milyoner olacağımız hiç aklımızdan geçmezdi. Tüm sporlar ve yarışmalar amatörce yapılır, başarıyla övünülürdü. Para söz konusu olmazdı. Ortaokul öğrencisi iken futbol bize yasaktı. Ya basket, ya voleybol ya da masa tenisi oynayabilirdik. Bir de kır koşusu yapardık. Futbol ile ilgimiz, İstanbul  kulüplerinin maçlarını naklen yayınlayan radyolardan dinlemekle sınırlıydı. Her yerde radyo olmadığı için, genellikle Müşüroğullarının Atatürk Bulvarındaki kahvehanesinde toplanır ve dikkatle maç yayınlarını dinlerdik. Kimi Galatasaray’ı, kimi Fenerbahçe’yi, kimi de Beşiktaş’ı tutardı. Tuttukları takımlarının galibiyetini coşkuyla kutlarlardı.

Takım tutma işi bana biraz garip gelirdi. Herkes kendi şehrinin takımını tutar sanırdım. Ben İstanbullu değilim ki, orada da oturmuyorum, ne diye İstanbul takımlarından birini tutayım. Yurt dışında bizi hangi takım temsil ediyorsa ben ondan yana olurum derdim. Öylesine fanatik arkadaşlarım  vardı ki, karşı takımı tutanlarla kavga etmekten çekinmezlerdi. Onlara kardeşim, size ne İstanbul takımlarından, akşam yemeğinizi onlar mı gönderiyor der, sakinleşmelerini sağlardım.

Artık spor, özellikle futbol, zevk için değil, sağlık için değil, para kazanmak için yapılıyor. Bugün anne-babalar, daha çok küçük yaşlarda, oğullarının futbolcu olması için her türlü fedakârlığı yapıyor. Biliyorlar ki çocukları ileride çok para kazanacak, başka bir meslek edinmesine gerek yok diye düşünüyorlar. Artık, futbol bir meslek sayılıyor. Tüm yatırımlar futbol için yapılıyor. Spor kulüpleri başarılarıyla dikkat çeken futbolcuları, kendi kulüplerinde oynatmak için, kesenin ağzını sonuna kadar açınca, Futbolcu şımarıyor ve daha çok veren Kulüpte soluğu alıyor. Böylece rekabet artıyor, futbolcu paylaşılamıyor. Hayal etmediği paraya sahip olan futbolcu, kazandığı parayı ne yapacağını bilemiyor. İşte tam bu sırada bir banka Müdürü imdatlarına yetişiyor ve ellerindeki parayı nasıl değerlendirebilecekleri konusunda onlara yardımcı oluyor. Futbolcular çok mutlu. Paralarının iki ayda üçe katlanacağını düşünüyorlar.

Böylece çuval dolusu dolarları getirip banka müdürüne teslim ediyorlar. Vadesi geldiğinde, daha çok paraları olacağı umuduyla bankanın kapısını çalan futbolcular, bir sürprizle karşılaşıyor. Banka müdürü,  üzgünüm sizin dolarlar uçup gitti diyor. Nereye uçtu diye soranlara da, Nasrettin Hocanın fıkrasını hatırlatıyor. İki ayda yüzde iki yüz elli kazanacağınıza inandınız da uçtuğuna neden inanmıyorsunuz dedi.

Durum bundan ibaret. Haftalarca kamuoyunu meşgul etmenin âlemi yok. Bu vatandaşın karnını doyurmuyor. Hangi televizyonu açsam, Fatih Terim ve topçularının dolarları konuşulup tartışılıyor.  Topçu paraları kabak tadı verdi artık. Biraz da izleyicileri düşünün. Onların karınlarını nasıl doyuracaklarını, nasıl barınacaklarını, nasıl ısınacaklarını, ne yiyip içeceklerini, haklarını nasıl alacaklarını,  Atatürk Cumhuriyetinin ve demokrasisinin nasıl korunacağını tartışın. Yeter be…!  


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık