• 22 February 2024, Thursday 20:18
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

MENFAATÇİ

 Seçimler yaklaştıkça siyasetçiler ile menfaatçiler arasındaki fark açıkça belli oluyor. Bazıları olup biteni eleştirmiyor partisinin kararlarına saygı duyup bir kenara çekiliyor. Bu tip siyasi kişilik bizim ülkemizde çok nadir olarak görülüyor. Medeni Avrupa ülkelerde ise Kamu’nun parasıyla tatil yaptığı, yediği simidin parasını kamuya ödettiği, kamunun aracını kişisel çıkarı için kullandığı, yanında çalıştırdığı sekreterin ajan olduğu anlaşılan siyasetçiler, sadece partilerinden istifa etmiyorlar. Bir daha dönmemek üzere siyasetten tamamen elini ayağını çekiyor ve unutulup gidiyor. Hele herhangi bir dini inancı olmayan Japonya da harakiri yapılıyor ve öteki âleme göçülüyor. Bu yüzden Japonya dünyanın üçüncü büyük ekonomisine ve teknolojisine sahip bir ülke olabiliyor. Müslümanlığın ortaya çıkıp, kılıç zoruyla yayıldığı orta doğu ülkelerinde ise bu tip siyasetçi görmek hiç mümkün değil. Varlığını, öldürmek suretiyle sürdüren ve hâlâ öldürmeye devam eden, kendileri gibi düşünmeyen ve kendileri gibi hareket etmeyenleri, “Bunlar dinsiz imansızdır, bunların katli vaciptir” diye fetva veren şeriat seviciler her yerde boy göstermektedir. Hatta bazıları Cumhuriyetin değil Şeriatın savcılığını yapmak için yarışmaktadır.

 Yakın geçmişimize şöyle bir göz atın göreceksiniz. Başta Muammer Aksoy olmak üzere, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu, Çetin Emeç ile Abdi İpekçi ve Ümit Kaftancıoğlu gibi aydınlar dindar ve kindar olmadıkları için birer birer öldürülmüşlerdir. Pek çoğunun katilleri meçhul kalmıştır.  Bunların içinde sadece Bahriye Üçok ve Turan Dursun ilahiyat eğitimi almış, biri ilahiyat profesörlüğüne, diğeri Müftülük makamına kadar yükselmiştir. Ne var ki Kur’anı çok iyi okuyup anlamış ve Din diye yutturulan yolun birer safsatadan ibaret olduğunu öğrendikleri ve söyledikleri için katledilmişlerdir.

Müslüman toplumları yönetenler; halkın varlığını, çıkarını hiçe sayıp, kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tutuyor ve ben en yoksam; para da, hizmet de, adalet de, demokrasi de, özgürlük de yok diyorlar. Sanki partiler, toplumun sorunlarını çözmek, halkın daha mutlu ve güven içinde yaşamalarını sağlamak için değil, partililerin daha zengin ve mutlu yaşamaları için bir sıçrama tahtası olarak görülüyor. Yıllarca partisinin yılmaz bekçisi ve savunucusu olan birinin, istediği olmadı diye partisinden istifa edip ayrılmasını hoş görebilirsiniz.  Ancak dün sövüp saydığı, yerden yere vurup eleştirdiği bir partiye gidip sırıtarak kollarını havaya kaldırmasını ve boy göstermesini kabul etmek mümkün değildir. Türk Atalarının töresinde yoktur böyle bir şey. Halkın, bunları kınaması ve hesaba almaması, ıslık çalıp protesto etmesi gerekirken, el üstünde tutup coşkuyla alkışlayıp kucaklaması anlaşılır gibi değil. Bu bize özgü bir şey olmalı!

Yerel seçimlere bir ay kala; partilerinden istifa edip, partilerini yönetenleri yerden yere vuranlar, ben yoksam bu parti seçim kazanamaz ve bir yere varamaz, dolayısıyla Ülke yönetilemez diyenler, kerameti kendilerinde bilenler bir hayli çoğalmıştır. Partileri sayesinde Belediye Başkanı, milletvekili, makam ve mevki sahibi olduklarını çabucak unutmuşlardır. Listelere giremedikleri için ömür boyu savundukları ilkelerden bir çırpıda vazgeçmişlerdir. Hoşgörü ve sevgiyi partilerinden ve ideallerinden esirgemişlerdir. Menfaatçilikleri ağır basmış, nankörlükleri diz boyunu aşmıştır. Birileri ne yapacağını şaşırmış, daha önceleri boyunlarına sarılıp kucakladıkları ve Cumhurbaşkanlığına layık gördüklerine, söylenmedik söz bırakmamıştır.  Kendisinin siyaset sahnesinde yer almasını sağlayanları sırtlarından hançerlemiştir.  Böyleleri siyasete veda edip bir köşeye çekilmeli ve torunlarını sevmelidir. Menfaatçi olmamalı ve onurlu geçmişleriyle gurur duymalıdır.

 

 

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık